bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

bir şafaktan bir şafağa




bazı öngörü sahipleri ilginçtir...
denizin rengini inceleyip ...
''yarın hava yağmurlu olacak''
yorumunu yaparlar...
ertesi gün bakarsınız hava güllük güneşlik...


ahmetin dünya iyisi bir insan olduğunu...
dürüst erdemli olduğunu söylerler...
eskaza ahmetin geçmişine şöyle bir uzanırsın...
gasptan tecavüze geniş bir yelpazede sürdürülmüş bir yaşam görürsün...
adam 40 ındadır da ömrünün toplasan 15 yılı dışarda geçmiş...
bildiğin hapishane kuşudur...


bu müthiş öngörü sahiplerinden aslında alınacak feyz var...
kafanızı çevirip dinlememezlik etmeyin...
hatta illaki çevrenizde bulundurun...
bakın bakalım ne dedi...
ak mı dedi
kara olduğuna emin olabilirsiniz...
mavi mi dedi...
o zaman kahverengi olduğuna emin olabilirsiniz...
kolaylaşır hayat...
neyi savunuyorsa
bilin ki en doğru yol tam tersidir...


inatta bir murattır der istersen kesersin konuyu burda...
ama...
mesnetlere yaslanmış murat varken inatla olgunlaşan murattan hayır gelmez...

ve minik bir sakıncası vardır bu kolaycılığın...
maazallah düşünce tembeli yapar insanı...
o yüzden bu kolaycılığa kaçmadan düşünelim bakalım...


 ama baştan uyarayım uzun sürecek demedi demeyin...

*diğer partiler,stklar ile ortak olarak hazırlanmadığını...
ve halkın uzun vadede sıkıntı çektiği konuların çözümüne yönelik oluşmadığını...
tek parti tarafından yapıldığından dolayı adının anayasa değil...
olsa olsa parti anayasası olacağını...
*mevcut iktidarın yargıya tek başına hakim olma isteğini...

*bu isteğin içeriğinde
telekom'dan sabah'a türlü dosyanın etkisini...

bir kenarda tutarak düşünsek de...
*4c'yi yani sözleşmeli işçileri...
*ve yeraltından altından yürütülen madenleri
*yitip giden tarım ve hayvancılığı
düşünmeden edemeyiz di mi...


şu anda bu topraklarda kaç yüz tane yabancı maden şirketinin
yasadışı olarak faaliyet gösterdiğini ...
doğal kaynaklarımızı ...
madenler'den petrol'e suya kadar talan ettiğini bilen var mı...


yine de herşey bir yana bırakılıp , düğüm 82 anayasasına atılmış...
ve bu önümüzdeki referandum'un 82'nin rövanşı olacağında ısrarlılar...
bu kadar dar bir alana sıkıştırıp...
tanıtımı şov'u bu noktadan sürdürmeyi tercih etmelerinin nedeni...
halkın karakter kodları şifreleri muhtemelen...
''evet''in çıksa çıksa bu noktadan çıkacağını düşünmüşler demek...
çünkü az önce saydıklarımı bilenlerden ''evet'' çıkmasının zorluğunu onlarda biliyor nasıl olsa...


bakalım bakalım kod'lara...
halkın %65'i 15-65 yaş aralığında
ve bunun ağırlıklı kısmı 80 'den sonra doğanlar...
bunların içinde ayrıntılarıyla 80 dönemini bilen ...
araştıran okuyan inceleyen, uzantılarını ve bağlantılarını araştırmış olanların yüzdesi kaçtır...
karşılığında...
ailesinden çevresinden dinlediği 80 döneminin üstüne ...
bir de hatırla sevgili dizisinin müthiş bilgi bombardımanı sayesinde allame olmuşların yüzdesi kaçtır...
üstüne hepimizin ortak rahatsızlığı hafıza zayıflığımızı ekleyin...
o da yetmez...
üstüne
ya siyah ya beyaz ...
ya iyi ya kötü...
ya hep ya hiç...
ya benim yanımdasındır ya benim karşımda...
tavrımızı...
şifremizi kod'umuzuda ekleyin...
ki somut örneği ilk paragraftaki ahmet'li ironi :)


şimdi daha net anlaşıldı mı anayasadaki değişecek maddelerin içinden ...
sadece 82 anayasasındaki 15. geçici maddenin niçin çıkış noktası olduğu...


o zaman bundan sonrasında 82 'nin rövanşından devam etmek daha manalı...
bununda böyle olmadığını dilim klavyem döndüğünce aktarmaya çalışayım...


mevcut iktidarın ısrarla söylediği...
''82 anayasasını değiştirecekleri ve bu yola baş koydukları
ve ülkenin bu değişimle refaha huzura kavuşacağı''

bu değişim için ''devrim''diyorlarsa da...
ben devrim kelimesinden çok da hoşlanmam...
kimbilir her devrimin önce kendi çocuklarını yemesi etken midir sevmememde...
bknz:iran devrimi...
irandaki şu anki rejim en çok şah döneminden bıkmış usanmış
kadınlar,aydınlar ve sosyalistler tarafından desteklenmiş önü açılmıştı...
şah devrildi...
rejim değişti...
yeni rejim için canla başla çalışmış olan aydınların sosyalistlerin bir kısmı yurtdışında aldı soluğu ...
bir kısmı kurşuna dizildi...
yani devrimin çocuklarını yemesi ...
 neyse...
kendimize bakalım...
ilk kez değişeceğini iddia ettikleri 82 anayasası elbette ilk kez değişmiyor ...
bundan önce 15 ya da 16 kez değiştirildi...
üstelik büyük kısmının değişiminde mevcut iktidarın ne ismi ne cismi vardı ortada...


yine en çok bağırdıkları...
''geçici 15.maddeyi kaldıracağız''
ve...
''1980 de darbe yapanlara yargı yolunu açıp hesabını soracağız''
82 deki anayasaya koyulan geçici 15. madde...
özetle...
80 dönemindeki yetkililerin yetkilerini kullandıkları alanlardaki
sorumluluklarını ve bunların sonuç ve cezalarını kaldırmış olan bir tür genel af...
muhalefet bu sorumlu olmama halini kaldırmak için bir başka geçici madde önerdiğinde
ilk karşı çıkan şu anki mevcut iktidardı...
kaldı ki müruruzaman zaman aşımı diye de bilirsiniz...
bu hesabın sorulmasında araştırın bakalım hangi rolü oynayacaktır...
ezcümle...
hesap filan sorulamayacaktır...

şimdi...
12 eylül 1980 darbesinin öc'ü 12 eylül 2010 da sandıkta alınacak...
diyorlar...
basit bir mantıkla...
82 anayasına zaten hayır oyu vermiş ya da vermek istemiş olanların bugünkü
referanduma evet demesi elde var %9 diye düşünüyor olsalar...
yani zaman durmuş olsa...
ama yetmiyor...
82 anayasına evet diyerek pişman olmuş olanların pişmanlıklarını
ifade edebilmeleri için bugünkü anayasaya evet diyerek...
82 deki evet'lerini hayır'a döndürmeleri isteniyor...
karışık gibi olduysada benden kaynaklanmıyor ...
yinede az biraz matematik bilenlere formülüze edeyim...
(-)x(-)=+
yazıyla: eksi çarpı eksi eşittir artı...
yani
(evet) çarpı (evet) eşittir (hayır)
burda evet'e atadığım değerin (-) olduğu ortada...
çünkü...
tersi geçerli değildir...
yani (+)x(+)=yine +'dır
yani hayır'a atadığım...
tamam biliyorum hepten sevimsiz buldunuz bu matematik' i de neyseki bitti :)

12 eylül 80 darbesiyle suçlusu suçsuzu içerde aldı soluğu...
suçun tanımı yoktu...
hukuk askıdaydı...
hatta kaf dağının ardıydı...
çok can lar yandı
derdini bile anlatamadı insanlar...
tanıdık di mi...
yani şimdikine benzer tarafları var...
12 eylül 80 darbesinin ardından anayasa değişiklikleri 82 de referanduma sunuldu...
ister halk öyle istedi de...
ister korktu ''evet '' dedi de...
ister sandık manipule edildi de...
ne dersen de...
sonuçta...
yeni anayasa oylanmıştı onaylanmıştı halk tarafından...
12 eylülde ne olduğunu bilen biliyordur...
bilmeyenlerde bilenlerden öğrenecek artık...
veya araştıracak okuyacak...
okuyacakda hep resmi tarihi değil elbette...


şu anda şimdi sizi çekmek istedikleri dar alan...
*ya 80 darbesinin şakşakçısısındır ...
*ya da aslanlar gibi demokratsındır ve bizdensindir...


bak dikkat et iki seçenekli bir yol bu sunulan...
'ya onlardansın ya benden' şifresi hatırladın mı...
bunu yapmalarının tek nedeni seni hafife almaları farkındasın di mi...
oysa ne hayat ne sistem iki seçenekli değildir...
sense zaten hafife alınacaklardan değilsindir...


darbe ; en yüzeysel tarifle hayatın akışının sekteye uğramasıdır...
hayatın sekteye uğramasının içini dilediğinizce doldurun...

askeri darbelerde de sivil darbelerde de hayat sektelenir,ötelenir...
kaybolursun incinirsin ki öyle böyle değil...


madem...
''ya demokrasi istiyorsun ya da istemiyorsun...
ya onlardan ya da bendensin''
kolaycılığına oynanıyor...
o zaman ...
şimdi asıl bakmamız gereken açı ve de soru...
şu anki mevcut iktidar 30 yıl önceki darbe rejiminin beslemesi midir değil midir...
asıl o'na bir bakın...


ayrıntıya boğmadan çok net bir örnek verirsem anlaşılır sanırım...
mesela...
12 eylül 80 'e kadar okullarda din dersi seçmeli dersti...
80 darbesinin ardından
zorunlu ders oldu...
hani laiklik ilkesi...
hani Atatürkün hassasiyetle hayata geçirdiği laiklik...
tarihte yanlışlık yok 12 eylül 80 den bahsediyorum...
bakın bakalım imamhatipler hangi dönem mantar gibi çoğaldı...


80'de çok korkulan solcular vardı ...
hani darbeyle bastırıldı çoğu...
sonra devir yerini üniversite kapılarında türban eylemcilerine bıraktı
eee öyle doğa boşluk kabul etmez...
siyasi arena hiç kabul etmez...
bir dönemin solcularının yerini derhal darbeden destekli mücahitler aldı...
şimdi diyorlar ya 80 darbesinin ve 82 anayasasının rövanşı bu...
ne rövanşı 82'nin devamı beteri bu...
sadece el değişti...
o dönem suçunun ne olduğunu dahi bilmeden soluğu içerde alanların yerini...
bugün ...
yine suç isnat edilemeden içerde olanlar aldı...
değişen ne
hiç...
o zaman neyi oylayacağız ...
hiç...

sokaktaki can'lara bir kap su birazcıkda yemek vermeyi unutmazsınız değil mi...

hani bizi böyle lokma lokma ayırmaya çalışıyorlar ya...
işte şimdi bunun alâ'sını referandum çığırtkanlığında da yapıyorlar...

en bi bilge kanaat önderleri açıklama yapıyor...
mesela t. erdemin yazısını okudum geçenlerde radikalde...
bu referanduma ''evet ''denmesi gerekiyormuş...


çünküüü...
hayır diyenler iki gruptan oluşuyormuş...
1. grup mevcut iktidarın ülkeyi islam rejimine sürüklemesinden
korkanlarmış ... bunlar hayır diyecekmiş...
2. grup ise çetelerle bağlantısı olanlarmış onlarda bu yüzden hayır diyeceklermiş...
her iki grubun ortak özelliği demokrat değillermiş...
yaftaya bak...
demokrasi öğretmeye çalışan sığlığın demokrasiyi ayağının altına alıp çiğnemesine ise
iki kere bak...
biri islami rejimden korkanlar
ikincisi çetelerle bağı olanlarmış
mış...
Allah ıslah etsin inşallah yolladığı dini bu kadar ranta çevirenleri...
islami rejimden korkanlarmış mış...
dünya üzerinde bana bir tane islami rejimle yönetilen ülke göstersenize...
iran filan demeyeceksiniz inşallah di mi...
mollanın kafasından uydurduğu rejimden bahsetmiyorum...
islami rejimden bahsediyorum...
uydurulandada ancak şu olur...
peygamberimizin sünnetidir diye dişini misvakla fırçalayıp cübbeyle gezen...
4 eşli...
25 çocuklu
tüp taktırdığı jeep iyle safariye gidip avlanan...
ihale kovalayan arsaya araziye çöken ucube tayfa oluşur...
bu islami rejim midir...
değildir...
dolayısıyla korkulacak olanın adı demek ki ''islam'' yani barış değildir...
yeni bir ad bulunda ille korkacaksam bari ondan korkayım...


çeteciliği dile getirmek bile gereksiz ve anlamsız...
nolacak yani tutki %60 ''hayır'' oy'u çıktı...
erdem dizlerine vura vura dövünecek mi halkın %60 'ı çeteci diye...
öğretmene mi şikayet edecek...


o da yetmedi...
devamında...
başbakan hatayda halka çağrı yaptı...
referandumda ''evet'' denilmesi gerekiyormuş...
çünküüü...
hayır diyenler terör gruplarıyla aynı saftaymış...
peki...
kendileri devamını getirmediyse de ben tamamlayayım yarım bıraktığı cümleyi...
terör gruplarıyla aynı safta olanlar ya terörist ya yatakçı ya sempatizandır...
yani
başladı madem cümleye bari bitirsin di mi...


şimdi bu cümleyi bir arkadaşın etse...
sevgi saygı yakınlık derecene göre
en kibarından ''hadi be ''den başlayan açılımlı cevaplar üretirsinde...
başbakan söylüyor...
saygılı olun...


şöyle bir toparlarsak demek ki ''hayırcılar'' iktidar ve destekcilerine göre 3 gruptan oluşuyor...


1-islami rejimin gelmesinden korkanlar
2-çeteciler
3-terör yanlıları....


ortak noktaları demokrat olmamaları...


sadece şu 3 madde bile ...
salt kendisi kendi aklı fikriyle ,manipule edilmeden gidip ''evet'' oyu verecek olan samimi vatandaşı
çileden çıkarır...
oturup bir kez değil 10 kez düşünmesini sağlar...




yukarda saydığım 3 madde ne havarisi kesildikleri demokrasiye...
ne insanın dilediği oyu dilediği gibi kullanabilme özgürlüğüne sığar...
bu...
sizleri hafife almalarının sonucudur...
üstelik...
yaftalamadır telkin edilendir...
bu telkin ...baskıdır...
baskının sonu zulumdür...
ve
zulmedende demokrat değildir...
hatta
iktidarın daha iyi anlayacağını umduğum lisanı kullanırsam...
''zulm ile abad olanın ahiri berbad olur''

erdemin aklına gelmemiş ama ben ilave edeyim...
insanların çoğu bu referandumu mevcut iktidar partisine
'evet devam et'
veya
'hayır çekil git'
olarak algılıyor...
ki zaten başbakanda görüldüğü üzre böyle algılıyor...
hayırcıların büyük kısmı...
bunu partiye hayır olarak kullanmak istiyorlar...
üstelik bir kısmı seçimlerde şu an ki iktidara oy ve şans verenlerden oluşuyor...
ama...
bezmişler bıkmışlar ne ummuşlar ne bulmuşlar meselesi...
kırılmışlar işte ...
anlamak zor değil
halka din iman...
kendilerine han hamam dayatmalarından...
kırılmışlar...
bunlar hayır diyecekler...

yani öyle 2-3 gruptan oluşmuyor insanlar...
insanları iki gruba ayırıp tanımlamak her ne kadar tanımlayana kolaylık sağlasa...
ve
zeka gerektirmese de...
fazla sığ ve alabildiğine yanlıştır...

birde benim gibi kelaynak kuşları var mesela...
dün eğer oy kullanabilse ''hayır'' demek istediğinin bugünkü uzantısınada ''hayır'' diyecek olan...
hayır efendim süreklilik arzetmek adına değil...
inanmadığımdan...
80 döneminin beslemesiyle yola çıkanların soracak hesabı filan yoktur...
mevcut iktidarın en verimli beslendiği dönem 80 darbesidir...
mücahitler müteahhit olduktan sonra...
ne hesap vardır sorulacak ne kitap...
sadece rant vardır paylaşılacak...

hatta daha da somutlaştıralım ...
82 referandumunda evren ''evet'' oyu isterken şunu söylerdi...


''buuu anayasayaaaa hayır diyenlerrr asala örgütüyle aynı olanlardırrrr''


şimdide


''bu anayasaya hayır diyecek olanlar terör yanlısıdır ''
diye diye evet oyu isteniyor olması çok tanıdık değil mi...


yani değişen hiçbirşey yok...
zihniyetin adı ve lakabı değişti hepsi bu...
beni sadece ve sadece hayır deme olasılığıma bakarak ...
dün asala bugün mevcut terör örgütüyle aynı safta görmeye hazır zihniyetin
neyine ...hangi uygulamasına
''evet'' diyeceğim...


şimdi zaten iktidara oy vermiş ve verecek olan...
dolayısıyla referandumda da destekleyecek olanlara...
kronolojik olarak vaatlerden seçe seçe mini bir kolaj dan oluşan hatırlatma yapayım...
malum milletce hafızamız zayıf ya biraz...
ve cilaladığım ilk maddenin üstünde tepinmeyelim lütfen...


mevcut iktidarın...
istanbul belediye başkanlığı seçim vaatlerinin en can alıcısı...
*işi...
karaköy civarındaki özel mekanlarda en eski mesleği icra etmek olan hanımların...
başka işlere yerleştirileceği ve insan onuruna uygun bir yaşam sürecekleri
ve bu mekanların kapatılacağı idi...
oylar geldi gelmesine de...
vaat yerine geldi mi...
hayır
*taksime cami yapılacaktı...
yapıldı mı
hayır
*iktidar dönemi vaatlerinin sloganı ise üniversitelere türbanla girilecekti...
yerine geldi mi
hayır...
*ermeni açılımı iyi bir sonuç verdi mi
hayır...
*kürt açılımı
hayır
*roman açılımı
hayır
eeeeee
o zaman referandum da...
da...
sadece yüreğinizin ve beyninizin ortak sesini dinleyin...

çok gürültü var duyamıyorsanız tam burda biraz dinlenin tekrar dinleyin ...
sonuçta siz karar vereceksiniz...
uzun ferah güneşli bir yolun başlangıcı mıdır bu referandum...
yoksa
köprüden önceki son çıkış mıdır...
ya da
bu halktan alınacak icazet zaten sonu başından belli bir bulvar tiyatrosu mudur...
düşüneceksiniz...


sn: oyunuz değerlidir
sandığa kadar gideceğinize göre geçersiz sayılmamalı...
referandum günü nüfus kağıdınızı yanınıza almayı unutmayın
olası bir tersliğe karşı nufus kağıdınızı doğrulayacak 2.bir kimliğinizde bulunsun yanınızda...
oy kullanana kadar alkol kullanmayın...
ne sıradaki vatandaşlarla ne sandık görevlileriyle polemiğe girip
dalaşmayın...
mühür bastığınız kağıdı biraz kurutup öyle zarfa koyun...
artık bekler misiniz yoksa üfler misiniz bilemem...
eğer iki farklı mühür varsa birinde ''tercih'' diğerinde ''evet ''yazan...
tercih yazanı seçip onu kullanın...
bu ''evet ''yazan mührü kullanmak zorunda bırakılmakda başka bir garabet o da ayrı...
umarım herkes için en iyisi olur...

12 Responses to “bir şafaktan bir şafağa”

gülsen VAROL dedi ki...

Hayatım... "demedi deme" demekle iş bitmiyor.. Bak benim yazacaklarım da hiç hoşuna gitmeyebilir demedi deme!!!

AYYYY... ilk defa sıkıldım yazılarından... ÇOK UZUUUUUN!!!! ve okuduğum hiç bir şeyi yarıda kesmediğim için, hafifçe "nasıl olsa bildiğim şeyler" parantezi açarak atlaya atlaya okudum.. Bir daha SAKIN bu kadar ciddi konuları bu kadar UZUN yazma Sevgili Seden!!

Ve hoşgör beni! Yazdıklarında yerden göğe kadar haklısın..

Sedencik dedi ki...

HASRETSENFONİLERİ.....hay Allah demek sıkıldınız...
şöyle bir orta yol bulalım...
ben kendi açımdan önemli bulduklarımı yine uzun yazmaya devam edeyim...
sizde kısa okumaya:)
sevgiyle...

ezgilimelodi dedi ki...

Seçimde görev almaktan nefret ediyorum.Hele bir de onlar açılırken...Sanırım bazılarında içimden deli gibi küfredicem.
Sözleşmeli öğretmenim...Rezilliğini fazlasıyla çekiyorum,haklarım kısıtlanarak...
Derslere gelince,Fen ve Teknoloji dersinin süresini azalttılar.Bilime de karşılar kendileri!!
KPSS rezaletini duymuşsundur.350'den fazla kişinin soruların tümümü yapması...
E günahları başlarınaaa onların da!!
İçimizi daraltana kadar devamm edecekler,ki fazlasıyla daralıyorummm...

Sedencik dedi ki...

EZGİLİMELODİ.....sözleşmeli olmak yeterince can sıkıcıyken birde seçimde görevli olmak sinirlendirir tabi...
yinede bir başka yerde sonuca kilitlenmiş beklemekten daha iyi gibi geldi bana...
kpps yi duydum ne yazık ki...
ve pek de üstünde durulmayacak sanırım...
üstelik bundan öncede onca skandal çıkmışken...
kolay gelsin...
sevgiyle...

Aslında bu yazı burada hapsolmuş bir şekilde kalmamalı. Nasıl daha geniş bir kitleye ulaşırsınız bilemem ama ulaşın derim ve hatta bunun için çabalayın.
Bu arada "Hasret senfonileri" yani canım arkadaşıma da kulak vermelisiniz, daha kısa alıp daha öze girerek.
Kusura bakmayın, kattiyen eleştiri mahiyetinde değil yorumum yazıyı çok sevdim ve sonuna kadar da okudum. Tüm düşüncelerinize katılıyorum. Siyaseti ve günün politakasını en ince ayrıntısına kadar okur, dinler ailece yorumlarız, kapı dışına çıktığımızda sizler gibilerin de varlığına çok seviniriz.
Ne kadarız? bilmiyorum, referandum sonucu bunu belli edecekmi? onuda bilmiyorum. Tek bildiğim

"""Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir""

derken, bu günü bize bir asıra yaklaşan zaman öncesi gösteren "O" büyük, erişilmez insana sonsuz hayranlığımdır.
Sevgiyle kalın...

Adsız dedi ki...

80 de hayır dedim..
iki üç yıl önce de..
şimdi de ömrüm olursa hayır diyeceğim..

hayır'lı vatandaş olarak dolaşıyorum..

hayır bişeyi de beğeniremediler bana..

atalet..

dı bir seni beğenir.. bir seni çok özel sever.. datçadan yazdı..
=)

Sedencik dedi ki...

YAŞAMINKIYISINDA.....''gençliğe hitabe''ye en çok ihtiyaç olunan şu aralarda...
hatırlattığınız,
alıntıladığınız
ve katkılarınız için
teşekkürler...
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

ATALET.....kuş uçuşu teğet mi geçmişiz ne:)
iyidir zor beğenmek:)
bilirsin bende çok özel severim seni...
sevgiyle...

sinem dedi ki...

Canım yazıların bıraktığım tadında duruyorlar.Özlemişim.
Hayır'lı bir referandum olur dilerim.
sevgilerimle

Sedencik dedi ki...

SİNEM.....ne çok özlettin kendini Sinemcim nerelerdesin sen...
bende hayır'lı olmasını umuyorum canım...
öpüyorum seni ,ailene ve aydın'a kucak dolusu sevgiler...
sevgiyle...

mahmure dedi ki...

Artık sayende burada da varım :) umarım sık uğrarım.ben de çok öpüyorum.sevgilerimle.

Sedencik dedi ki...

MAHMURE.....çoook sevindim canım:))
hemen geliyorum:)
sevgiyle...