bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

covid19 covid20.....covid n.....covid(n+1)



Hayatın özeti ne diye sorsalar anlık hissimle ifrat-tefrit-şov üçgeninde debelenmektir derim.
Maske-eldivenle gezenler ,her bulduğunu sarılıp öpenler.
Evden burnunu çıkarmayanlar,camide cuma kılanlar.
Halkın çoğunluğu ''corona '' ismini ilk kez duydu.

Küçük bir azınlık hariç.
Onlarda evlerinde kedileri köpekleriyle yaşayanlar.
Aşı ya da operasyon öncesi bakılan testlerden biridir ''corona'' isim ordan tanıdık.
Virüs tanıdık değil ismi tanıdık.
Gerçi onlar bizi tanır yaşları dünya ile akran da işte biz biraz tanırız.
Ve hayır hayvanlardan insanlara geçmez hatta hayvanlardan hayvanlara geçişi konusunda da net bir görüş yok.
Kendi fikrim ve tecrübem sonucunda ise asla geçmiyor.
Peki hayvanlarda pozitif çıktığında ne oluyor?
Bir aylık interferonla bağışıklık güçlendiriliyor ve yapılacak aşı vs. yapılıyor.
Bağışıkığın düşmemesi için yapılması gerekenler var.
Alt alta yazayım sonuç kendiliğinden çıkacak ortaya.
-Yüksekten düşmeyecek
_Aç,susuz kalmayacak
_Kendi mekanı dışında kalmayacak
_Alıştığı canlılardan uzun süreli ayrı kalmayacak
_Mekan değişikliği şartsa önce evin eşyası nakledilecek en son haşmetmeabları taşınacak.
Ne çıktı sonuç?
Strese girmeyecek.
Güzel...

Peki güncel ''corona''mız nedir?
Biyolojik silah mıdır ? belki.
Yarasaların yuvalarını doğal yaşam alanlarını bozduğumuz için başımıza gelmiş olabilir mi?  yüksek ihtimal.
Düşün ;yarasaların doğal alanlarına mağaralarına kaynaklarına iş makinaları ile dalıp yerle yeksan ediyorsun.
Üzerine onyüzbinmilyon yıldızlı otel konduruyorsun sonra {evdekal} başlıyor.Otel boş kalıyor ,
yarasalar doğal yaşam alanlarını bu sefer otelde kuruyor.

Belki '' endemik '' kavramının artık anlamını yitirmesindedir.
Belki de küreselleşme o kadar da zannettiğimiz kadar muhteşem değildir.
Belki hayvanlara,doğaya ettiğimiz ihanetin bedelidir.
Belki Tanrının uyarısıdır.
Bak bu son iki cümle aynı anlamda aslında da kelimeler değişince ilahi bir anlama kavuşuyor.
Oysa ilahilik ; aldığımız nefeste ,kucağımızda mırlayan kedide,
gözlerimizin içine bakıp ruhumuzu okuyan köpekte,
sarıldığımız dostta,uçan kuşta,dalan karabataktaydı.

Sokaktaki canlara bir kap su biraz yemek vermeyi unutmazsınız değil mi?

Sosyal izolasyondayız şimdi.
Hayvanları örnek alıp,tüneller,uçaklar,köprüler yapmıştık zamanında 
ama 
kirpileri örnek alıp ne yaralamayacak kadar yakın ne üşütmeyecek kadar uzak kalmayı beceremedik.
ya mıç mıç bokunu çıkardık ya uzadık gittik.
Kalabalıklarda yalnız kalmakla dağ başında kendine arkadaş kalma arasında bocaladık.
Oysa...
İnsan özünde yalnız bir hayvandır.
Aileler,gruplar ,toplumlar,ülkeler sadece yönetilmemizi kolaylaştırmak için zaman içinde geliştirilmiş yapılardır.

Dün markette adamın biri hapşırdı bir anda boşaldı standların olduğu koridor.
halbuki mevsim itibarıyla alerjiyi tetikleyen polenlerle dolu her yanımız olur yani hapşırılır...
Haklılar mı ? belki
Peki düşünerek mi yapıyoruz yani hiç düşündük mü  neyi nasıl niçin neden yaptığımızı ?
Yine dün ''manav eldiven giymeden para üstü verdi'' diye hır çıktı.
Virüs plastikte ne kadar süre ,insan derisinde ne kadar süre yaşıyor? 
Sanırsın eldivenle verilen para üstlerini bir torbaya koyup eve getirip 
paraları 90 derece alkolle yıkayıp poşeti imha ediyorlar.
Para söz konuşu olduğunda bağışık mı acaba virüse bu toplum ?
Eldiven dediğin kendini korumak için aldığın önlem..
karşındakinin eldiveni seni nasıl koruyacak Allahın echeli.
Herkes gergin elbette ,ancak gidişat çok parlak değil .
Hapşıran insana burnundan c4 çıkaracakmış gibi davranmanın sonu pek iyi durmuyor.
Özümüze mi dönüyoruz ...
o medeniyet filan üfürükten teyyare miydi yani.

Ne yazık ki ,adını hatırlayamadığım bir antropologdan medeniyeti tanımlamasını istemişler.
Cevabı müthişti.
''Medeniyet; kırılıp iyileşen kaval kemiğidir'' 
demiş.
Çünkü doğada hiçbir hayvan kırık kemiği iyileşene kadar hayatta kalamaz.
İNSAN kalıyorsa onu saran ,sarmalayan ,esirgeyen, besleyen birileri var demektir.
Umarım medeni medeni devam edebiliriz ...

Önlem önemli ,temizlik çok önemli belki bu sayede artık temiz bir toplum olacağız kimbilir.
Ama mantıkda önemli.
Biz evlerimizde mercimeklerimizi,nohutlarımızı sayıp mışıl mışıl uyurken 
sanırım yeni bir dünya düzeni kuruluyor.

Enteresan bir şekilde Güney Afrika,Hindistan,Etiyopya gibi yerlerden pek haber yok.
Mesela İtalyanın ekonomik şartları oldukça iyi bir bölgesiymiş virüsün ağırlıkta olduğu yer.
Mesela bizdeki ölüm vakalarıda ekonomik şartları nisbeten iyi olan insanlarda meydana geldi.
Fark ne?
Zenginin yaptığı fakirin yapamadığı bir şey olmalı.
Hijyen olamaz geçelim.
Ama 
Yüksek hayvansal proteinle beslenmek olur mesela.
Veganlar doğal korumada demektir bu.
Ya da çok az tükettiğinden belki sisteminde protein karşlığı olmamasından.
Veya 
yıllar önce bir yerlerde okuduğum gibi 
''dünya nufusunu 500 milyona indirmek'' gibi parlak fikirleri vardır belki birilerinin.
''Şimdi var mıyız '' ın felsefesi şahane olurdu olmasınada artık başka bahara.
Korsanım ,Feriştahım öpüyorum güzel yüreğinizden iyi ki vardınız.







hep karanlık...








ikiyüzlü bir toplumun karne notu başka ne olabilirdi ki

''aslan oğlum göster pipini amcalara''dan 
''kızzz ört kolunu bacağını'' cümlesindeki ikiyüzlülükle çifte standartla başlar herşey...
ilerleyen zamanla devamı gelir
''erkek  adam yapar ,dur daha ne kızların canını yakacak o''
''kızzz hava kararmadan evde ol ,ne sinemaya gitmesi sokak kızı mı olucan başıma''

v.b. duydukça mide bulandıran binlerce cümle ve kokuşmuş cehaletle bir nesil yetişir...
bu yetişen nesil ne olur peki 
evlenip kendileri gibi yecüc mecücler yetiştirmeye devam ettikleri gibi
beynimizin bize oynadığı oyunlardan biri olarak sanıldığı gibi sadece liyakat gerektirmeyen işlerde de çalışmıyorlar
yanısıra öğretmen avukat doktor mühendis polis hakim savcı milletvekili bakan başbakan c.b da olabiliyorlar
bunların içinde kendine emek verip yeniden yapılananlar olduğu gibi aynen devam edenlerde var...
var çünkü başka türlü 
''tecavüze uğradığında üzerinde mini etek vardı''nın altı çizilemez
''tecavüz kurbanının ruh sağlığı bozulmamıştır'' raporu başka türlü alınamaz
''tecavüz sonucu hamile kalan kadın çocuğunu aldırırsa tecavüz edenden daha aşağılık bir suç işlemiş olur 
doğursun devlet bakar'' cümlesi başka türlü kurulamaz...
başka türlü cinler hakkında ne düşündüğümüz soruşturmanın bir ayağını oluşturamazdı...


yozlaşmanın ağır karanlık örtüsü üzerimizde...
bireysel olarak aydınlanmış olmamız saygılı sevgili merhametli v.s. olmamız fazla bir şey ifade etmiyor ...
karanlık aslında ışığın yokluğudur...
yeterince ışık olsaydı bu karanlık örtü ağır ağır inmezdi üzerimize

filmi biraz geri sarsak bu buz gibi  gerçeği ben başka bir senaryoya dönüştürsem...
yer ve şahıslar yine aynı olsa 
özgecan minibüste tek başına  şöför tenha bir ara yola sapıyor
özgecan panikliyor tartışmaya başlıyor,şöfor aracı durdurup üzerine doğru gelirken 
çantasındaki bıçağı çıkarıp saplıyor şöföre
hayır öyle patolojik bir bıçaklama değil yani bağırsaklarını çıkartıp caninin boynuna fiyonk atmıyor...
veya imalat fazlası bulduklarını boğazınada tıkmıyor
sadece birkaç tereddütlü kesik sonrası temiz bir vuruş bıçak kalbe giriyor ve cani ölüyor..

şimdi bundan sonraya bakalım
eğer böyle olsaydı ne olurdu?

kız ya ailesini ya kolluk güçlerini arayacaktı
aileyi aradı diyelim...
aileyi gördük konuşmalarını dinledik 
bunlar o caninin cesedini gömecek yakacak gibi durmadıklarından bu sefer onlar kolluk güçlerini arayacaklardı...
kız olay yerine gelen ekip tarafından karakola götürülecekti sonra nöbetçi savcılık sonra tutuklu yargı süreci...
uzundur bayağı öyle çabucak çıkmaz karar...
bırakın büyükşehirleri ayda ortalama 1 tane yazıyla da yazalım sadece bir tane dosyanın açıldığı ilçelerde 3 ay sürüyor 
bir dosyanın işleme girmesi...
ne dedim tutuklu yargı süreci
tamam
şimdi aile emekçi ,kendi yağıyla kavrulan bir aile, 
dolayısıyla bu kızcağıza adliyeyi kendi oyun parkına çevirmiş çakallar şahı 
ve 3 basamaklı rakamlardan oluşan bir ücreti olan bir avukat tutamayacakları açık...
yüksek ihtimalle baronun atadığı avukatı olacaktı...
kimin aklına gelecekti bıçak işportadan 2 saat önce eve götürmek için alınmış demek...
soracaklar çünkü ;çantanda niye bıçak var
o kızcağızda senin gibi yaratıkların musallat olma ihtimali diyemeyeceğine göre 
''annem sabah sipariş vermişti onu aldım''gibi birşey söylemeli...
bitecek mi bitmez tabi 
''üstünde ne vardı aaa tayt mıı, mini etek miii''
''demek saçında açıktı''
''birde makyaj mıı ''

beraat çıkması yüzdesi çok az bir olasılıktı 
çıksada çıkana kadar yattığı süre gözönünde bulundurularak falan filan denilecekti...

sahi niye içeri girecekti ki özgecan
niye cezalandırılacaktı
ben söyleyeyim size -ölmediği için-

çarpık düzenin çarpık insanlarıyız ,daha önce dediğim gibi bireysel iyiliğin artık hiçbir anlamı yok...

sokaktaki can'lara bir kap yemek ve su koymayı unutmazsınız değil mi 

evet ölmediği için cezalandırılacaktı

ve şimdi öldüğü için bu sinerji...
eğer ölmeseydi yanında olacak olanlar ise asıldır suret değil
bir tek onlar farkındadır ölümün 2 halinin ; biri fiziksel ölüm diğeri ruhsal ölüm...
bizim ceza yasamızda ruhsal ölümün cezası tanımı yoktur ciddiye alınmaz...

hukuk devleti olduğumuz güzel bir ciladır ancak içi boştur
çoğu kanun maddesi kağıt üstündedir ve asla çalışmaz...
evet tabiki tüm avukatlar branşları dahilindeki kanunlara vakıftır...
ancak konu kanunu bilmek değil yasanın boşuklarından en elverişli şekilde yararlanmak olarak işliyor ne yazıkki sistem...
işte zaten o yüzden çakallar şahı olanlar 3 haneli rakamları telafuz edebiliyorlar
kalanlarıda dilekçe evrak adliye üçgeninde mağdurdan daha mağdur

saygılarıyla harz edip
yüce mahkemenin taktirlerine bırakıyorlar filan...

hani diksiyondan vurgudan vazgeçtim ,bu sadece kelime be ve en çok kullandığın kelime...

öyle bir paradoksun içinde yaşıyoruzki masumu koruması gereken kanunlar suçluyu koruyor...
ölmediğin sürece sistem yanında değil...
ve ancak öldükten sonra yanındaysa adalet ...
ona da adalet denmez...
hiçbirşey yapamıyorsanız bu kadar çaresizseniz hiç değilse nefsi müdafaa'nın düzgün çalışmasını sağlayın...


yeri gelmişken söyleyeyim idam cezasına sonuna kadar karşıyım...

öyle ulvi gerekçelerim filan yok ...
yani Allahın verdiği canı elbet Allah alır
ama konu bu da değil...
hatta felsefesi hiç değil...

sadece sisteme güvenmiyorum...
bugün tasarlayarak adam öldürene,tecavüze çıkacak idam cezası
nasıl olursa olur bir şekilde evrilir yarın bakarsın yazarlar şairler ''devleti yıkacahtııı''
diye asılır olur...
ve bir masumun ölümü bugün olduğu gibi derinden yaralar insanlığı...