bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

sine-i doğa




şimdilerde genel eğilim...
yüz-saç-vücut bakımlarını doğal ürünlerle yapmak...
daha doğrusu elde-evde ne varsa onlarla yapmak...
tüm bunların iyi tarafı cilt -saç bakımına gidip ...
sfenks gibi 1,5 saat geçirmekten ve paradan kurtulmak...
birde benim gibi
''hayvanlar üstünde test edilmemiş ürün''
diye dayatan ayrıntıcılardansanız...
evdeki ürünler sayesinde...
kendinizi hafif paranoid ...
karşıdakileri potansiyel yalancı hissetmektende kurtuluyorsunuz...

mesela...
hıyarı soyuyorsun kabuklarını yüzüne yapıştırıyorsun...
kibarcıklık olsun diye siz salatalık soyabilirsiniz tabii...
benim için bir sakıncası yok...
sadece ...
bazen gereksiz ezber feci oturuyor...
neyse...
elma kabuğuda oluyor...
portakal-mandalina kabuklarıda göz çevresine oluyormuş...

yıllar önce...
sine-i doğaya dönüşümde...
en çok kullanılan uygulama olan yumurta akını çırp suratına sür 15 dakika tut...
kuruyunca ılık suyla yıka formülünü uygulamıştım...
rezaletdi...
o yumurta suratımdan çıkana kadar...
kaç türlü sabun ve temizleyiciyle yıkadığımı hatırlamıyorum...
işin tuhaf tarafı yumurtanın beyazının bir kokusu olduğunu sürdüğüm anda öğrendim...
demek hiç koklamamışım...
tamam ciltte iyi bişeyler oluyor olmasınada kokuya dayanırsan...
bal sürmek kokusuz ama o da damlıyor oraya buraya...

bu sıralar saçlarıma taktım...
bir arkadaşım saç için özel saf zeytinyağı sabunu ,saf defne sabunu fian getirdi...
''sadece bunla yıkayacaksın '' dedi...
yıkadım ...
fena mı kuaförde saatlerce süren bakımdan kurtulacağım...
da...
saçlarım yağmurda ıslanıp, fırçalanmamış köpek tüyüne döndü...
tarak işlemiyor...
saç kremi kâr etmiyor...
kuaförün yolunu tuttuk...
saçımı görünce adamın aklı çıkıyordu...
sonrasında yağları keşfetttim...
yani elbette keşfedilmiştide bende farkettim....
ee zaten şimdi yağlar moda...
mesela ...
susam,buğday,çörekotu üçlüsü iyi geliyor...
denedim bile...
eee bi tık fazlası varsa onuda alalım...

bambaşka bir mesleği olan...
ama
ben bildim bileli...
böyle ottu yağdı özel ilgi alanı olan canı istedikçe çalışıp ...
canı istedikçe köşesine çekilen bir tanıdığım vardır...
herhalde 3 kuşak tanışıyoruzdur...
yaşı benden epey büyük...
iyi sohbetimiz muhabbetimiz vardır...
epey ilginç bir şahsiyettir...
adı hacı ...
kendide hacı...
hacılık diye bir meslek olsa gidip onuda olacaktı sanırım...
bey-amca-abi-dayı türü tüm hitaplara alerjisi olduğundan...
aramızda kısaca ''hacı'' deriz...

onu aradım...
3 şişe kafasına göre bir karışım hazırladı...
yıkamadan önce sürüyorsun bekletiyorsun filan...
birkaçgün sonra 2 tane sivilce çıktı kafamda...
kafada sivilce çıkar mı çıktı işte...
berbat birşey...
tarayamıyorsun bile..
acıyor...
yağlar geldi aklıma...
aradım...

sokaktaki 'can'lara bir kap su birazcıkda yemek vermeyi unutmazsınız değil mi...

__hacı bu verdiğin yağlar kafada sivilce çıkarır mı...
__yok niye çıkarsın saçını yıkamadan önce sürüp 1 saat tutmuyor musun...
__öyle yapıyorum
__ee niye çıksın o zaman şurda kaç gün oldu...
__öyle diyorsunda 1 şişe bitti bile...
__nee
__ee öyle...2.şişeye başladım...
__kızım sen saçını ne zamanda bir yıkıyorsun...
__eskiden hergün yıkardımda şimdi bu yağ işi zor oldu biliyormusun...
artık 2 günde 1 yıkıyorum...
__fesüphanallah...öyle 2 günde 1 saç yıkanır mı...
__ee napıcam ayda 1 mi yıkayacam...
__kararın yok mu senin...
__nasıl yani...
__2 günde 1 le , ayda 1 arası başka zaman yok mu...
__vaar...
__yazık yazık günah insan kafasını hergün suya sokar mı...
__ya hacı bunun şimdi yazıkla günahla ne ilgisi var...bak barajlarda doldu ...
kapaklarını açıyorlar...
__kızım barajla saçının ne ilgisi var...
__ne bileyim sen günah dedin ya...su ziyan olur diye dedindir herhalde...
__ ben suya baraja mı dedim şimdi... kafana dedim yazık diye...
__peki kafamla ne ilgisi var...
__şimdi bak su iletkendir biliyor musun...
__ee biliyorum nolmuş...
__böyle sık sık kafanı suya sokarsan maazallah aklını fikrini alır götürüverir...
__hııı di mi...hacı yaa sen gitgide korku filmi karakteri gibi bişey oluyosun he...
bak demedi deme
__sen geç dalganı ...tamam o şakaydı ...ama zaman boşa geçer...
einstein kaç zamanda bir kafasını yıkıyordu biliyor musun
__bilmiyorum
__peki pasteur
__yok işte bilmiyorum...yanlarında mıydım adamlar saçını yıkarken
sen biliyor musun ki...
__yoo bende bilmiyorum ama senede bir kaç keredir...
bak eski ingilterede yılda 2 kere bütün aile sırayla girip çıkıp durgun suda yıkanıyorlardı ...
__yıllardan 2010dayız hacı abartmayalım...
__peki o zaman 2010 daki geçtiğimiz günlerde problemi çözüp...
1 milyonluk ödülü hakettiği halde
reddeden rusyadaki matematik dahisi perelman
sence ne kadar zamanda bir yıkıyordur saçını...
__hacı ne bileyim perelman zaten kakalaklarla yaşıyormuş...
__adamın çözümünün önüne geçirdiniz yani kakalakları...
nolmuş sende kedilerle yaşıyorsun...
__yok artık ya ...aynı şey mi insaf ...
__niye ...senin tercihin kedi ,onunki kakalak,bir başkasınınki keçi olamaz mı
sonuçta hepsi can değil mi...
__hacı biz buna kısaca demogoji diyoruz...
__çünkü çoğunluğa uymayanı tanımlamak iyi hissettiriyor...
perelman hergün kafasını yıkasa 100 yıldır çözülemeyen o problemi çözebilir miydi sence...
__çözemez miydi...
__hergün saçıyla başıyla ...saçma sapan şeylerle uğraşsaydı...çözemezdi tabiii...
o da aklı bir karış havada gezseydi...
her ilginç gelen konuya balıklama atlasaydı...hiçbirinin özüne inemezdi...
__iyide hacı ...adam biraz hasta ...sanki uçmuş gibi...
__ilgisini tek konuya verip odaklanabildiği için odaklanamayana öyle geliyor...
__yahû hacı ilgisini tek konuda sabitleyip sınırlaması ...
zaten yeterince hastalık belirtisi değil mi...
üstüne cila olarakda 1 milyon dolarlık ödülü reddetti...
daha yeni yeni düşünüyor alsammı almasam mı...
__peki sen olsan napardın...
__beeennn...
__evet sen...
__ahahaha çözümü notere onaylatır cebime koyar...
sonra kapı kapı tüm enstitüleri gezer ...
sonrada ...
en çok parayı ödül olarak verene bende çözümü verirdim...
__neden acaba hiç şaşırmadım...
__hacı be sen şimdi ezcümle ''kafandaki sivilceler
benim verdiğim yağdan değil senin 2 günde bir kullanıp abartmandan oldu''
diyorsun di mi...
__elbette öyle diyorum...

8 Responses to “sine-i doğa”

Nightmarer dedi ki...

Bende ablama getirmistim ev yapimi zeytinyagli,defne yaprakli sabun.. aynisi onun sacinda olmustu da ne kizmisti bana:))) aklima geldi cok güldüm suan:)aslinda aliskin olmadigi icin öyle oluyor saclariniz :))

:) Allah`tan sansliyim. cild icin bakim gerekmiyor,Tonton dan mütevellit:))

Demek sik kullanmak iyi gelmiyormus hmm..ben öyle bir bakim uygulamaya kalksam ayda bir bile anca aklima gelirdi sanirim :)

Cam terebentini de iyi geliyor direk sampuanin icine (450 gr.a 27 damla) yanilmiyorsam tabii damla sayisinda:)

Haci ile konusmanizda süper güzeldi,isini biliyormusda.. hala gülümsüyorum.. Rabbimde seni mutlu etsin.güldürsün insaallah:)

Sedencik dedi ki...

NIGHTMARER.....aynı şekilde bende çok kızmıştım :)
hiç abartmıyorum hakikaten kâbus gibiydi...
kimyasal işlem görmüş saçta olmaz filan dedilerse de o da hikaye çıktı...
sabunu getiren arkadaşımın saçı epey bir işlem görmüş olmasına rağmen...
onun saçında sabun harikalar yaratıyor...
sanırım alıştırmak :)
yağlar için 15 te ya da ayda 1 normali...
off zaten uzun iş...
sürekli yapınca sıkılıyor insan...
dur ben şu terebentinide deneyeyim bi...
amin...
hepimizi güldürsün inşallah :)
sevgiyle...

bilge dedi ki...

sevgili sedencik yıllarca yeşil sabunla yıkadım saçlarımı, çok parlaktı saçlar sabuna hemen alışmıyor bir kaç kez yıkadıktan sonra alışıyor sabırlı olmak gerekiyor..sevgiler...

Adsız dedi ki...

aman aman, lütfen dikkat bakım derken feci sonuçlara yol açma sakın, naçizane tavsiyem sadece badem yaı ve içine kırılmış e vitamini ampül, tabi sen bunu biliyosundur, ama söyliyim dedim. modern rapunzel, maşallah deyin dostlar :))) sevgilerimle...özden

Sedencik dedi ki...

BİLGE.....dediğim gibi bir defa defne denedim onada bin pişman oldum...
gözüm korktu bir defa :)
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

ÖZDEN.....badem yağını bilirimde...
e vitaminini tablet olarak içmek daha mantıklı değil mi...
rapunzel derken... hatlar mı karıştı ne...
hani keşke de..nerdeee:)
sevgiyle...

Hamiyet dedi ki...

Canımcım okurken gülmekten kırıldım :) Güleceğim diye sana yorum yazamadım, az dinlendim şimdi yazıyorum ama bir yandan da hala sırıtıyorum :) Hacının maşallahı var ne Einstein ne Pasteur bırakmamış ama senin verdiğin cevap harika :)

Yazını okudukça hem yazdıklarına gülüyorum hem de eski bi anım aklıma geldi bir yandan da ona gülüyorum burada katılır kalırsam sorumlusu sensin :)

Dur bak anlatayım; daha sanırım 5 yaşlarında filanım annem babama beni bıraktı başka bir şehirde çalışan abimin yanına gitti. Neyse gel zaman git zaman aradan günler geçti banyo yapamam gerekti. Babam soktu beni banyoya bir güzel sabunla saçlarımı yıkadı. Yıkadı yıkamasına da gel gelelim saç taranmıyor döndü arap saçına :)
Aldı eline makası ben ağlarım yapma baba diye babam bağırır dur etme die derken benim belime dek uzanan güzelim saçlar bir baktım ki yerlerde ama halimi göreceksin saçlar eğri büğrü inişli çıkışlı :)
Ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuş, saçlar dersen bir garip hale dönmüş neyse bizim kiracı bayan bi gördü beni ne o kız hamiyet ne bu hal dedi. Kadın şok oldu, az kalsın aklı gidiyormuş halimden :) Artık babam beni ne hale getirdiyse :) Sonracımına bir de o aldı eline makası Allahtan babamın yaptığı düzensiz şekillleri bir düzene soktu ama benim saçlar gidince ben de döndüm erkek hamiyete :)

Ya varya buraya ne zaman gelsem anılarımı depreştiriyorsun benim sonra başlıyorum bülbül gibi şakımaya :)

Hadi ben sana mutlu hafta sonları dileyip kaçtım.
Sevgiler canımcım...

Sedencik dedi ki...

HAMİYET.....komşu çok haklı Hamiyetcim...
tabiki aklı çıkar...
sen şimdi gülerek hatırlasanda anlatsanda...
benimde içim gitti burda...
o zamanlardaki üzüntünü tahmin edebiliyorum...
ama üstünden zaman geçince kızgınlık ve öfkeyle değilde...
gülümseyerek hatırlaman
iyiniyet ve uyumun üst noktası olmalı:)
ve ben çok seviyorum senin bu şakımalarını :)
sevgiyle...