şimdilerde genel eğilim...
yüz-saç-vücut bakımlarını doğal ürünlerle yapmak...
daha doğrusu elde-evde ne varsa onlarla yapmak...
tüm bunların iyi tarafı cilt -saç bakımına gidip ...
sfenks gibi 1,5 saat geçirmekten ve paradan kurtulmak...
birde benim gibi
''hayvanlar üstünde test edilmemiş ürün''
diye dayatan ayrıntıcılardansanız...
evdeki ürünler sayesinde...
kendinizi hafif paranoid ...
karşıdakileri potansiyel yalancı hissetmektende kurtuluyorsunuz...
mesela...
hıyarı soyuyorsun kabuklarını yüzüne yapıştırıyorsun...
kibarcıklık olsun diye siz salatalık soyabilirsiniz tabii...
benim için bir sakıncası yok...
sadece ...
bazen gereksiz ezber feci oturuyor...
neyse...
elma kabuğuda oluyor...
portakal-mandalina kabuklarıda göz çevresine oluyormuş...
yıllar önce...
sine-i doğaya dönüşümde...
en çok kullanılan uygulama olan yumurta akını çırp suratına sür 15 dakika tut...
kuruyunca ılık suyla yıka formülünü uygulamıştım...
rezaletdi...
o yumurta suratımdan çıkana kadar...
kaç türlü sabun ve temizleyiciyle yıkadığımı hatırlamıyorum...
işin tuhaf tarafı yumurtanın beyazının bir kokusu olduğunu sürdüğüm anda öğrendim...
demek hiç koklamamışım...
tamam ciltte iyi bişeyler oluyor olmasınada kokuya dayanırsan...
bal sürmek kokusuz ama o da damlıyor oraya buraya...
bu sıralar saçlarıma taktım...
bir arkadaşım saç için özel saf zeytinyağı sabunu ,saf defne sabunu fian getirdi...
''sadece bunla yıkayacaksın '' dedi...
yıkadım ...
fena mı kuaförde saatlerce süren bakımdan kurtulacağım...
da...
saçlarım yağmurda ıslanıp, fırçalanmamış köpek tüyüne döndü...
tarak işlemiyor...
saç kremi kâr etmiyor...
kuaförün yolunu tuttuk...
saçımı görünce adamın aklı çıkıyordu...
sonrasında yağları keşfetttim...
yani elbette keşfedilmiştide bende farkettim....
ee zaten şimdi yağlar moda...
mesela ...
susam,buğday,çörekotu üçlüsü iyi geliyor...
denedim bile...
eee bi tık fazlası varsa onuda alalım...
bambaşka bir mesleği olan...
ama
ben bildim bileli...
böyle ottu yağdı özel ilgi alanı olan canı istedikçe çalışıp ...
canı istedikçe köşesine çekilen bir tanıdığım vardır...
herhalde 3 kuşak tanışıyoruzdur...
yaşı benden epey büyük...
iyi sohbetimiz muhabbetimiz vardır...
epey ilginç bir şahsiyettir...
adı hacı ...
kendide hacı...
hacılık diye bir meslek olsa gidip onuda olacaktı sanırım...
bey-amca-abi-dayı türü tüm hitaplara alerjisi olduğundan...
aramızda kısaca ''hacı'' deriz...
onu aradım...
3 şişe kafasına göre bir karışım hazırladı...
yıkamadan önce sürüyorsun bekletiyorsun filan...
birkaçgün sonra 2 tane sivilce çıktı kafamda...
kafada sivilce çıkar mı çıktı işte...
berbat birşey...
tarayamıyorsun bile..
acıyor...
yağlar geldi aklıma...
aradım...
sokaktaki 'can'lara bir kap su birazcıkda yemek vermeyi unutmazsınız değil mi...
__hacı bu verdiğin yağlar kafada sivilce çıkarır mı...
__yok niye çıkarsın saçını yıkamadan önce sürüp 1 saat tutmuyor musun...
__öyle yapıyorum
__ee niye çıksın o zaman şurda kaç gün oldu...
__öyle diyorsunda 1 şişe bitti bile...
__nee
__ee öyle...2.şişeye başladım...
__kızım sen saçını ne zamanda bir yıkıyorsun...
__eskiden hergün yıkardımda şimdi bu yağ işi zor oldu biliyormusun...
artık 2 günde 1 yıkıyorum...
__fesüphanallah...öyle 2 günde 1 saç yıkanır mı...
__ee napıcam ayda 1 mi yıkayacam...
__kararın yok mu senin...
__nasıl yani...
__2 günde 1 le , ayda 1 arası başka zaman yok mu...
__vaar...
__yazık yazık günah insan kafasını hergün suya sokar mı...
__ya hacı bunun şimdi yazıkla günahla ne ilgisi var...bak barajlarda doldu ...
kapaklarını açıyorlar...
__kızım barajla saçının ne ilgisi var...
__ne bileyim sen günah dedin ya...su ziyan olur diye dedindir herhalde...
__ ben suya baraja mı dedim şimdi... kafana dedim yazık diye...
__peki kafamla ne ilgisi var...
__şimdi bak su iletkendir biliyor musun...
__ee biliyorum nolmuş...
__böyle sık sık kafanı suya sokarsan maazallah aklını fikrini alır götürüverir...
__hııı di mi...hacı yaa sen gitgide korku filmi karakteri gibi bişey oluyosun he...
bak demedi deme
__sen geç dalganı ...tamam o şakaydı ...ama zaman boşa geçer...
einstein kaç zamanda bir kafasını yıkıyordu biliyor musun
__bilmiyorum
__peki pasteur
__yok işte bilmiyorum...yanlarında mıydım adamlar saçını yıkarken
sen biliyor musun ki...
__yoo bende bilmiyorum ama senede bir kaç keredir...
bak eski ingilterede yılda 2 kere bütün aile sırayla girip çıkıp durgun suda yıkanıyorlardı ...
__yıllardan 2010dayız hacı abartmayalım...
__peki o zaman 2010 daki geçtiğimiz günlerde problemi çözüp...
1 milyonluk ödülü hakettiği halde
reddeden rusyadaki matematik dahisi perelman
sence ne kadar zamanda bir yıkıyordur saçını...
__hacı ne bileyim perelman zaten kakalaklarla yaşıyormuş...
__adamın çözümünün önüne geçirdiniz yani kakalakları...
nolmuş sende kedilerle yaşıyorsun...
__yok artık ya ...aynı şey mi insaf ...
__niye ...senin tercihin kedi ,onunki kakalak,bir başkasınınki keçi olamaz mı
sonuçta hepsi can değil mi...
__hacı biz buna kısaca demogoji diyoruz...
__çünkü çoğunluğa uymayanı tanımlamak iyi hissettiriyor...
perelman hergün kafasını yıkasa 100 yıldır çözülemeyen o problemi çözebilir miydi sence...
__çözemez miydi...
__hergün saçıyla başıyla ...saçma sapan şeylerle uğraşsaydı...çözemezdi tabiii...
o da aklı bir karış havada gezseydi...
her ilginç gelen konuya balıklama atlasaydı...hiçbirinin özüne inemezdi...
__iyide hacı ...adam biraz hasta ...sanki uçmuş gibi...
__ilgisini tek konuya verip odaklanabildiği için odaklanamayana öyle geliyor...
__yahû hacı ilgisini tek konuda sabitleyip sınırlaması ...
zaten yeterince hastalık belirtisi değil mi...
üstüne cila olarakda 1 milyon dolarlık ödülü reddetti...
daha yeni yeni düşünüyor alsammı almasam mı...
__peki sen olsan napardın...
__beeennn...
__evet sen...
__ahahaha çözümü notere onaylatır cebime koyar...
sonra kapı kapı tüm enstitüleri gezer ...
sonrada ...
en çok parayı ödül olarak verene bende çözümü verirdim...
__neden acaba hiç şaşırmadım...
__hacı be sen şimdi ezcümle ''kafandaki sivilceler
benim verdiğim yağdan değil senin 2 günde bir kullanıp abartmandan oldu''
diyorsun di mi...
__elbette öyle diyorum...