sığınakta yaşamak
Gönderen
Sedencik
zaman:
10:44 ÖS
11 Aralık 2012
Etiketler:
büyük hadron
,
gourmet
,
maya takvimi
,
muhteşem yüzyıl
Şunun şurasında ne kaldı 21 aralığa...
sonunda hep beraber öğreneceğiz mayalar çuvallamış mı haklı mıymış.
Kimilerine göre ;aydınlanma çağına giriyormuşuz ki bu bir açıdan iyi öte açıdan kötü...
yani bu aydınlanma herkese eşit olarak dağıtılıyorsa ,aynı tas eski hamam idare ederiz...
yok ,aydınlığı az kullara takviye yapılıp ,gayrısı stabileteyi koruyorsa
-ve evet gayrısı ve stabilite mükemmel ahenge sahip iki kelimedir-
tadından yenmez...
ama işte işin pis tarafı zaten aydınlıklar ekstra aydınlık ikmaliyle daha da aydınlanırken
ve gayrısı stabiliteyi korursa sen o zaman seyreyle tantanayı.
Kimilerine görede aydınlanma filan değilmiş kıyamet kopacakmış.
iki noktacık kalacakmış kıyametten geriye biri türkiyeden şirince diğeri fransadan bir köy...
şimdi bu iki yer hangi senaryonun neresinde yazıyor bilmiyorum...
niye muş ve londra değil mesela , muhtemelen sağlam bir reklam fırsatı...
sonuçta şirincede oda bulunamıyormuş, fiyatlar onlarca katıyla çarpılmış...
ancak nişanyan'ın haklı olarak söylediği gibi dünyada kopar mı kopmaz mı bilinmez
ama onbinler akın ederse şirincenin kıyameti kopar zaten.
Kimileride amerikada 21 aralığın kitabını yazmış...
20 yıl yetecek kadar yiyecek stoklayanların yanısıra evlerinin altını 14 metre oyup
sığınak inşaa edenlerde var...
yanyana 3 parselin zemin etüdünü yaptğım bir yer vardı,
7 kat imar kesmemişti adamı hergün söyleniyordu fazla kat için başvurmadığı kurum kalmadı
en son beni kestirdi gözüne fazla iki katı nasıl çıkacağının yollarını arıyordu...
'üstüne çıkamıyorsan altına in' diyerek dahiyane bir cevap vermiştim o adama...
izinli midir kaçak mıdır bilmem, saunayla spor salonu yaptı oyduğu yerin dibine...
iyi , şimdilerde sığınağa dönüştürüp para basıyordur belkide...
hee diyelim mayalar çuvalladı...
cern var cancağızım üzülme yeter ki...
bak onlarda büyük hadron çarpıştırıcısını tam kapasiteyle çalıştırmak için
21 aralığı seçmişler tarih olarak...
kopar mı kıyamet kopmaz mı göreceğiz... 22 aralıkta bu saatte burada :)
insan cennetini cehennemini olduğu gibi kıyametinide kendi içinde taşıyor zaten...
kıyamet dedikleri tepeden kafamıza inenlerle sınırlıysa,
sığınak iyi fikir de peki tepeden inmeyipde arzın merkezinden gelirse ne olacak o sığınaklar hı ? insanoğlu olarak yaratılıştan bu yana aradığımız ölümsüzlük iksirinin yansımaları hepsi...
yoksa niye yiyecek depolayıp yerin 14 metre altındaki sığınaklara gömelimki kendimizi...
geçen gün benzeri bir nedenle yabanmersini aldım çarşıdan ...
--eveet biz hergün yeriz bi numaralı antioksidanımızdırr--
değil elbette ,sadece hergün gazeteler ve mailler aracılığıyla yapılan
muhteşem pazarlamanın etkisiyle aldım...
evet hoş bir aroması var da bi avuç yersen anca anlaşılır cinsinden
sonrası tatsız tuzsuz anlamsız birşey yani hakkaten -bir-şey-
baktım yenmeyecek kek yaptım,oda bisküvi kılıklı birşey oldu ya neyse...
ne yaparsan ama ne yaparsan yap sistemin ve gündemin dışında kalamıyorsun...
istediğin kadar tv seyretme,5 gazeteden 1 e düş
yinede hürremin sülümanın kopardığı yaygarayı öğreniyorsun...
''cambaza bak'' eh oda var tabi
sonra...
sonrası zaten rahvan gidiyor...
dizi işte sonuçta, hangi ayrıntı can sıkabilirki diye taradığımda
hiçde söylendiği gibi ''kanuni 30 sene at sırtındaydı ama dizide harem kuşu olmuş''
sonucuna varmadım...
yani sorun bu olamazdı bence...
şehzade mustafanın aşkıyla başlıyor olsa gerek rahatsızlık...
mustafa manisanın köylülerinden bir rum kızına aşık olup haremine alıyor...
kanuni'nin itiraz noktası
__sen nasıl olurda hür bir kadını hareme kapatırsın,savaş ganimetin mi bu kadın, nikahda kıyamayacağına göre ailesinin yanına yolla
oluyor...
sonraki bölümde müslüman kadının hareme alınmayacağıda itinayla anlatıldıktan sonra...
işte sonrası tufan zaten...
''biz Fatihlerin torunuzyuzzz...Kanuninin soyuyuz...
Yavuzların evladıyız'' diye bağıranları ,muhtemelen aldı bir gam keder...
ee öylee ,''kanuninin soyuysan roksalanında soyusun-nam-ı-diğer hürrem-
yavuzların evladıysan beti ,helga,evdoksiya,anastasyalarında evladısın''...
''derler şimdi bize'' diye çıkmıştır sanırım bunca yaygara...
ee birde Süleymanın sarayın bahçesindeki ağaçları karıncaların kemirdiğini görünce
Ebussuud efendiye sorduğu soru var...
__dırahta ger ziyan etse karınca günah var mıdır ânı kırınca...
buna karşılık Ebussuud efendinin verdiği cevap...
__yarın Hakk'ın divanına varınca,Süleyman'dan hakkın alır karınca
bırrr...
sokaktaki can'lara biraz mama birazda su vermeyi unutmazsınız değil mi
dün bakkala ekmek almaya uğradığımda
karşı apartmandan bir kadın paketlerce makarna alıyordu...
bizim bakkal gülerek bakınca makarnalara kadın bir telaş döndü
__yok valla 21 aralık için değil,evde dursun diyeydi
ee öyledir bütün çözülmelerin yolu güçlü inkarlardan geçer zaten...
kitlesel etkileşim adına bende birşeyler yapayım istedim...
ne bileyim işte un alayım,yağ alayım filan
evde baktım baktım ,neyi stoklarsam idare ederim diye
sonunda proplan somonlu,royal canin normal
ve kutularca gourmet gold hindili,ördekli kedi mamasında karar kıldım.
4 Responses to “sığınakta yaşamak”
Çok özlemiş ve çok da merak etmiştim.
Tekrar hoşgeldin.
Sevgiyle
Ece
ECE....Ece'ciğim bende çok özledim, ne güzel seni görmek ve sımsıcak mesajınla karşılanmak :)
sevgiyle...
hihi.. evet.. 21 aralığın seni düşündürmemesi.. absürd ötesi dizi ve benzeri çalışmaların konuşmaların delirtmemesine klavyeye sarıltmamasına imkan yoktu zaten...
üstüme üstüme geliyorlar sedenim ayrık otum.. kalabalık geliyorlar.. hem sağdan hem soldan geliyorlar duygusundayım.. dağ başı ağaç ev ıssız ada paklar beni..
atalet
ATALET.....bir ara ağaç ev vardı hani şu gidip tüneyeceğimiz :)
anlıyorum duygunu ataletcim ahtapotun kollarının uzanamadığı yeni yerler bulmak lazım şimdi...
sevgiyle...
Yorum Gönder