bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

mini kosmos


hatırlayabildiğim ilk hayvanat bahçesi tecrübemde çok küçüktüm
yaş belki 3-4 ...
o zamanlar gülhane vardı istanbulda ...
sirkler hariç başkada yerleşik bir hayvanat bahçesi yoktu...
bizimkilerin niyeti...
çocuğunu kucağına alıp hayvanat bahçesine götüren her ebeveynle aynıydı sanırım...
nedir ...
''çocuk türleri öğrensin
bugüne kadar ansiklopedilerde gördüğünün gerçeğini görsün...
ismini bildiği hayvanların seslerinide duysun
zaten hayvanları seviyor mutlu olsun''
gibi bir şeylerdir...
niyet her anne babanınki gibi iyiydi elbette
ama
akıbet pek hayr olmadı...
maymunlar ''beni sizin eve götür'' diye bağırıyorlardı...
aslanlar kafese tıkıldıkları için küskün ve mutsuzdu ''bizi çıkar'' diyorlardı...
tavuskuşu feci bir şekilde bağırmıştı kesinlikle ayağına çivi batmış olmalıydı...
kaplan çok ama çok zayıftı aç kalmıştı hastaydı ''bana yemek ve ilaç getir'' diyordu...

ve ben onların bu taleplerini avazım çıktığı kadar ağlayıp uluyarak anlatma yolunu seçtiğimden...
babam beni  omzuna aldı ...
apartopar çıktık gülhaneden...
ve sanırım kızgındı bana ...
yol boyunca onları ordan çıkarması için yalvardım...
ve yine sanırım sadece susayım diye
''eve gidince plan yaparız '' dedi...
benim aksime onun hayatta en zor ve en son kullandığı kelime ''hayır''dı...
evin kapısında bahçede karşılayan kedileri köpekleri gösterip...
''git bak bakalım onlar ne istiyormuş''
ise
cevabı kolay bir soruydu
kediler kulaklarının kaşınmasını... köpeklerde gıdılarının okşanmasını istiyorlardı...

ve
evet gerçekten gülhanedeki hayvanlar açtı...
boş yemek kaplarına bakıp geri dönüyorlardı...
bakımsızlardı
hayatlarından bezmişlerdi...
hasta,durgun ve mutsuzlardı...
o koskoca alanda aklın almayacağı bir sefalet dizboyuydu o dönem...

uzun yıllar ne bu kentte ne bir başka kentte gitmedim hayvanat bahçesine...
doğanın içinde tanıştıklarım çok daha cazipti...
o yüzden darıca hayvanat bahçesinede ancak 2 yıl önce sıra geldi...



geniş bir alanda çok çeşitli ağaçlar ve bitkiler arasında kurulmuş...
ilk kuruluş amacı kuş cenneti iken zamanla şimdiki haline dönüşmüş...
alanın tamamı ve hayvanların yaşadıkları yerler bakımlı temiz...
hayvanlar hasta veya aç değiller...
mutlular mı sorusuna ise genelde değil özelde bakmak lazım...
leylekler ve tüm göçmen kuşlar müthiş mutlular...
kendilerine ayrılmış ağaçlıklı alanın etrafı telle çevrili ama üzeri açık...
her yıl gelip kalıyorlar göç zamanıda çekip gidiyorlar...
keyifleri yerinde...

su samurları bahçenin diğer keyifli grubu...
dünyaya eğlenmek ve oyun için gelmiş olan bir tür varsa bunlar kesinlikle su samurlarıdır...
belgesellerde görmüşsünüzdür oyun icat ederler ve çok başarıyla alet kullanırlar...
doğal ortamlarında çıkardıkları midyeyi taşla kıran...
suyun üstüne yatıp göbeğine yiyecekleri dizip yiyen bir sevimlilik muskası görürseniz ...
işte o su samurudur...
suyun bir içinde bir dışındalar ...
birbirlerine sarılıp dokunmalarından hareketle elimi uzattığımda...
koşarak gelip tutacak kadarda insana yakınlar...

tilki haklı olarak çok ciddi...
önemli bir işi var çünkü 2 tane yavrusunu büyütüyor...
ben gördüğümde ,sakladığı bir yiyeceği bulmayı öğretiyordu yavrusuna...
timsahlar bu bahçenin en şanssızları...
hayır o havuz onların yaşam alanının taklidinin taklidi dahi olamaz...
zaten 6-7 yıl önce bir kaç kişi jilet çivi vs. atmış ...
timsahlardan biride yemiş...
onca ameliyata kurtaramamışlar hayvanı...
anlamak mümkün değil...
ben ,keyfe keder kısıtlanmış özgürlüklere tepkili olduğum için...
doğayı ve hayvanları sevmeme rağmen gitmedim uzun yıllar...
ki ekstra br durum olmazsa yine gitmem...
de...
sevmeyen ,nefret eden insanoğlu üstelik girişte iyi bir para vererek
niye gider sevmediğini görmeye ve eziyet etmeye...
''onlar kafesler ardında bana birşey yapamaz,
bense özgür ve korunaklı dünyamdayım herşeyi yaparım''
aymazlığı ise...
kısaca geçelim...
özgür değilsin ...zihnindeki nefretle zaten tutsaksın...
dolayısıyla dünyan asla korunaklı değil...
o kafeslerin nedeni hakikaten senin güvenliğin mi...
yoksa
senden korudukları can'ların güvenliği mi...

bu epey yüksekteki çelik koridorun ortasında duran...
adını ne yazıkki unuttuğum bir maymun cinsi...
oldukça kalabalık bir maymun grubuna sağ ve solda iki geniş alan ayrılmış...
yukardan geçen koridorun işlevi bu sağdaki ve soldaki alanı birleştirmek...
sürekli hareket halindeler sağdakiler sol ...soldakiler sağ bahçeye geçiyor...
ziyaretçilerde bu koridorun altından geçiyorlar...
meğer hepsi bu değilmiş çok daha ilginç planları varmış o koridorla ilgili...
önümüzde yürüyenlerden birinin
''aa yağmur mu yağıyor'' şaşkınlığıyla beraber kafamızı kaldırdık...
çünkü üst taraf kapalı alan...
tabiki yağan yağmur değil...
çıkıp o koridorda bekliyorlar ve altlarından biri geçerken çişlerini yapıyorlar...
adamın şaşkınlığını gördüklerindede çığlıklar atıp tezahürat yaparak eğleniyorlar ...
oyun bu yani...
adamcağız sinirlendi filan...
ama aslına bakarsanız...
kendini doğasından koparan insanoğluna verilen minicik bir tepkidir belkide...
aman diyim giderseniz o koridorun altından geçerken
maymunların sizi beklemediğinden emin olun...

develer,lamalar,keçilerin olduğu bu bölüm en sakin alanlardan biri...
üşenmezseniz etraftaki taze otları kendiniz toplayıp verebiliyorsunuz...
üşenirseniz demetle taze ot az bir paraya satılıyor...
ve evet ben elbette üşendim...
2 demet taze ot aldım...
bağlarını açıp eşit paylaştıracaktım
o aradada arkamı dönmüş bizimkilerle konuşurken...
sağ tarafımda bir sıcaklık ve hareketle beraber sağ kolum havaya kalkmaya başladı...
bir demet otun yarısı devenin ağzında yarısı benim elimde...
' beklesene yahu'
filan dedim ama ı ıh güçlerimiz orantısız...
o kazandı elbette...
böylelikle bir deveyle 3. yakın planımdı...
ilkinide bir kaç güne eklerim...
ve en sakinleri her zaman kaplumbağalar...



ayı kardeş aslında  merak ve ilgiyle bana bakıyor...
insanoğlunun başaramadığını bu başardı...
kendimden kuşkuya düşürdü daha ne olsun...
bir elmayı dörde bölüp bir dilimini verdim...
yedi...
sonrada fotoğraftaki gibi böyle bakmaya başladı...
bizim gruptakilere ''sanki şaşırmış gibi bakıyor bana''
dediğimde
''şaşkınlık değil Sedencim elmayı kabuğunu soymadan verdin diye kırılmış''
cevabı uyandırdı tabi...
diğerlerini bütün olarak verdim...
o da bakmaktan vazgeçti koca sesiyle 2 arkadaşını çağırdı keyifle yediler...

lemurlar ise diğer elmaseverler...
su samurları gibi insana çok yakınlar...
üstelik çok meraklılar...
elini uzattığında parmağını,yüzüğünü kokluyor,inceliyor kurcalıyor ondan sonra sımsıkı tutuyor...

kuğular ,tavuslar,ördekler,kazlar oldukça rahatlar...
biraz içerde biraz dışarda geziyoruz işte öyle...

                                                                    Veee...
bütün kediler toplandıkkkk...
aslan kaplan pumanın yanısıra alttaki iki karede gördüğünüz kedilerde hayvanat bahçesinin sakinleri...
bahçenin her yerinde gezen kediler var...
ancak bu uyanıklar bu seçimi kendileri yapmış...

üstte görülen  kuğuların alanına yerleşip 3 de yavru doğurmuş...
görevlilerde bakmış sorun yok çıkarmamışlar ...
onlarıda kedi mamasıyla beslemeye başlamışlar...
anne kedi ve kuğular beraber büyütüyorlar kedi yavrularını...

hepsi bu kadar değil elbette zürafa'dan kurt'a
atmaca'dan yılan'a ve akvaryum kısmına bir çok tür var...
ama en güzeli burdan istediğiniz hayvanı evlat edinebiliyorsunuz...
mesela kaplan yada aslan veya ayı
ya da o dünya tatlısı su samurları ...
seçin ve evlat edinin...
sonra alıyorsunuz kaplanı yanınıza çatı katındaki kuş yuvası dairenizde mutlu mesut yaşıyorsunuz...
şaka yapıyorum tabi :)
evet evlat edinebiliyorsunuz...
yani yıllık sponsor olabiliyorsunuz...
istediğiniz bir hayvanı seçip yıllık masrafını öğrenip siz karşılıyorsunuz...
bunun karşılığında istediğiniz her zaman ücret ödemeden ziyaret edebiliyor
ve iletişim kurabiliyorsunuz...
ki kaldı ki şart mıdır her yaptığımızın karşılığının olması...

5 Responses to “mini kosmos”

Nightmarer dedi ki...

aa yorum yok olduu ))

senin icindeki canlara olan sevgi tomurcuklarinin atildigi o zamanlardan onaylanmis :)

oglumda sevemedii hayvanat bahcelerini hic.. 2 yasindaydi götürdügümüzde feryat figann ve bir daha da götüremedik istemedii..

ve oda suan senin gibi insan ve canliya saygili insan gibi insann oldu :)

buda gelmiyecekmi ki :)) ayni seyler yazimiyor ikinciye:)) bunlar özetiydii:))

Nightmarer dedi ki...

hersey yolunda mii sedencik ?

Sedencik dedi ki...

NIGHTMARER.....yorumda yok olur,bırakılan yorumda bana ulaşmaz ...
hatta yazı bile yok olur...
çünkü servis sağlayıcı kapatılması gibi tuhaflıklar var...
sana mailde anlatırım...
elimde olmadan merak ettirdiğim için üzüldüm...
ama merak ettiğin içinde çok sevindim :)
oğluna gelince...
ki sadece oğlun değil aslında hepinizin tüm canlılarla arası süper...
yinede hayvanat bahçesinde başka ağlayanlarıda bilmek güzeldi :)
sevgiyle...

Nightmarer dedi ki...

hmm kac gündür diger izledigim bloglarda görüyordum sorunu evett..

umarim hersey yolunda gider..

nasil merak etmem kii.. sen olmayinca buralar cok ISSIZ oluyor :)

Sedencik dedi ki...

NIGHTMARER.....bende umuyorum ki düzelsin bir an önce...
böyle güzel cümleler duymak çok iyi geldi bu sıra :))
sevgiyle...