bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

ziyaret





birlikte iş yapmak,çalışmakla...
birlikte zaman geçirmekten hoşlanmak arasında...
ince filan değil hayli kalın bir çizgi var...
hem beraber iş yapıp hemde birlikte zaman geçirmekten hoşlanmak...
tadından yenmez bir durumdur...
dostluk vardır yada oluşacaktır ...
üstelik...
bu birliktelik iş kapasitesine son derece olumlu yansıyacaktır...
şart mıdır
hayır...
zorlamayla olur mu...
eh tabiki hayır...

ekselansın uzun süredir iş yaptığı biri var...
dünle beraber toplamda 3 kere karşılaştık...
dün adamın merhabadan sonraki ilk cümlesi...

__ne zamandır söylüyordum eşinize ama olmadı bir türlü...
bizim hanımla ziyarete gelmek istiyoruz sizi bir akşam...
oldu...

ben şu...
''bizim hanım''
''bizim bey'' tanımlamalarından tırsıyorum...
sevmemekten öte hakikaten tırsmak...
yani ortada 3-5 erkek var 1 tane kadın...
ya da 3-5 kadın karşılığında 1 tane erkek...
poli poli yaşayıp gidiyorlar gibi geliyor bir anda...
kibarcıklık yapacam diye cılkı çıkmış tanımlamalardan biride bu sanırsam...

eşim,hanımın,beyim,karım,kocam,sevgilim,ayalim,refikam,hayat arkadaşım
falan filan desene şuna cancağızım...
benide dalgalandırmasana...
neyse...
toplumsal etiketimiz gereği misafirsever olduğumuzdan...
'buyrun tabi beklerim '
dedim

''eşinizden öğrenmiştim kedileriniz varmış ama olsun napalım artık
bir akşamlığına kapatırsınız onları bir yere ...
bizim hanım da ben de pek hoşlanmayız ''
dedi...

bak rüzgar bir anda nasıl tersten esmeye başladı ...
salak seden vur şimdi kafanı duvara...
halbuki adam
ilk cümlede
''size ziyarete gelmek istiyoruz''
dediğinde...
etiketi sıyırıp çöpe fırlatıp...

'ahahah niyeki türbe mi bizim ev ne ziyareti ne alaka'
deseydim...
şu son cümleyi edemeyecekti ve sinirlerim sağlam kalacaktı...
ekselansla bilahare hesaplaşırdık nasıl olsa...

hayatımın hiçbir döneminde kendimde böyle bir cüreti görmediğim
ve eğer bu bir lüksse ...
kendime bu lüksü tanımadığım için...
haliyle her seferinde duvara çarpmış gibi oluyorum...

değişiveren şartlara bakınca...
sanırsın kırmızı kıçlı mumla davetiyeler bastırdım bunlar için...
henüz ayağını basmadığı bir evin kurallarını düzenlemeye çalışıyor...
kedilerimi kapatacakmışım...
breh breh breh...
bir de durur ki benimkiler kapalı kapılar ardında...
korsi gücünü dener,feriş tırmanma becerisini...
ortak eylemleride aralıksız ulumak olur...

tamam korkuyordur,hoşlaşamıyordur bir türlü hayvan kısmısından...
anlayalım anlamasına...
da...
sanırsın 8 haneli mezrada yaşıyoruz...
toplanıp birarada olmak için alternatifimiz ya ağaç altı ya da birimizin evi...
ya hû camdan kafanı çıkarsan ...
sağlı sollu her yer lokanta, restaurant,pub,bar,cafe...
şunlardan birine takılsakda ...
kasmasak karşılıklı...
hatta ekonomi canlansa...
hıı...
olmaz mı...

biz siparişleri versek garsonda servis yapsa...
böylelikle...
evsahibi kontenjanıda çaydı börekti kekti yemekti derken...
mutfakla salon arasında heder olmasa...
her cümleyi pırçık pırçık duymak zorunda kalmasa...
kediler-köpekler çığrından çıkmasa...

ev dediğin ev halkını barındırsa...
yanısıra arkadaş /dost lara 2.adres olsa...
eh birde bu zamanda var mıdır bilmiyorum ama...
tanrı misafirlerine kale -sığınak -barınak olsa...
olmaz mı...


sokaktaki can'lara bir kap su birazcıkda yemek vermeyi unutmazsınız değil mi...

oluyor aslında...
mesela ben başarıyla uyguluyorum oldum olası...
geçenlerde ...
yorgun argın bizim evde 5 kişi otururken...
bir dostla aramızda geçen konuşma özettir belki...

__seden bir çay suyu koysana
__niyeki
__nasıl niye ki çay içelim...
__anladımda niye ben
__e sen evsahibisin
__cıkss
__değil misin
__aslına bakarsan hiç kimse hiç birşeyin sahibi değildir...
__ne?
__e öyle ...bak ne demiş Yunus...


''mal sahibi mülk sahibi
hani bunun ilk sahibi
mal da yalan mülk de yalan
var birazda sen oyalan''

__sen şimdi şu koltuktan kalkmamak için yunus'tan mevlana'ya
o da yetmez proudhon**a kadar gidersin
di mi...
__hı hı elbette...
__Yunus'tan okuduğun dörtlüğe ''çayı sen yap'' anlamını yüklediğininin farkındasın di mi...
__yoo seninki anlık yanılsama oolum ben genele bakıyorum sen ayrıntıda boğuluyorsun...
__tamam seden ben yapıyorum çayı...birşey istiyor musun mutfaktan...
__hı hı börekle patates salatası yapmıştım onlarıda getirsene acıktık burda...

cık cıks lamadan önce bir düşünün...
belli mi olur belkide sizin misafir dediğinize ben dost demişimdir...
ev rahatlıktır,huzurdur...
dost da rahatlık huzurdur...
ee birleştirdim işte ikisini...
mesela...
eve gelmiş biri için...
gitsede bi sırtımı yaslayıp rahat otursam diyorsan...
dikkat et misafir olabilir :)

ekselansın tanıdığına gelince...
bu misafircilik oynamak isteyen ve kedilerime takık adam eğer böyleyse...
karısıda kesin tuvalete gittiğinde çamaşır makinasının arkasını
temiz mi kirli mi diye kontrol edenlerdendir...
önyargımı seveyim...

adam bıcır bıcır birşeyler anlatırken...
bende derin derin gülümseyerek onu dinlerken...
ekselans bana dönüp...

__filiz aradı ...cepten ulaşamamış sana ...ona uğrayacakmışsın...

dedi mi
dedi...
iyi...
peki...
de
filiz kim ...

anladık
''kod adı filiz'' başlıklı bir çıkış yaratıyor ekselans...
halbusi...
-ki siz istediğiniz kadar sevmeyin ...
''halbuki''de ''k'' dan çok ''s'' ses uyumu sağlıyor-
halbusi işte tam da ekselansın bu tanıdıklarını davet edip ...
yanısıra
kedili köpekli cümle alemi çağırıp...
şenlik yapacaktık şunun şurasında...

sn:**Pierre Joseph Proudhon'un her ne kadar bazı sevimsiz fikirleri olsa da...
''sefaletin felsefesi'' kitabı güzeldir...
1809 - 1864 yılları arasında yaşamıştır...
Troçki'nin ifadesiyle "sosyalizm'in Robinson Cruose'dur''
zaman zaman robinson gibi hissetmek de güzeldir ...

10 Responses to “ziyaret”

Adsız dedi ki...

bu duyguyu biliyorum..
evin düzeni .. yapmakta olduğum severek yaptığım yaparken kendimi dinlediğim dinlendirdiğim işime gözü değip.. anlamadan dinlemeden b.. kontrolör kıvamında ..şurasını şöyle yapsaydınlanmasını..
sormadan akıl verilmesini.. benden alınanın bana satılmasını..
sevmiyorum..bilmeden.. ahkam kesme işini....
sevdiğim biri de yapsa.. ben ona dilediğimce ters tepkimi versem de.. haha çok biliyosan sen yaplasam da.. hıhı bende zaten hiç bilmiyodum bu noktaya kadar bu işi tesadüfen getirmiştimlesem de.. sabrım kalmamış..
canım sıkılıyor.. soğuyorum..
bırak yabancıları.. dedim ya kıdemli kadim dostlardan bile.. kovalayasım geliyor..
daralmışım sanki..

feriş ve korsinin kapatılmaya karşı bireysel ve ortak tepkilerine çok güldüm.. =).. benim onlardan öğreneceklerim var..

kadın kesin sırf makinenin arkasına bakmakla kalmaz.. yardım edeyim diye gelip.. mutfağı da puanlama sistemine alır..

tamamen bu konudan bağımsız.. asla yanlış anlamadan.. ve ard niyetsiz..
şu yavru kedi meselesine gelince.. sana tek bişi diyim.. fare sığamadığı deliğe.. poposuna kabak bağlar da girermiş.. derler hani. öyle olurdu durum..
o yüzden alışmasın.. sevmesin sevmeyeyim.. bi de gerçek bu ya.. çok vıklayıp.. çok ilgi isteyen hiç kimseyi.. şey ya da bitki ya da hayvanı.. almıyim bi süre.. kendi kendimi pışpışlayayım istiyorum..
buraya yazdım çünkü uzun uzun kendi biloğumda herbir yoruma yorum altı yazmak istemedim ..=) mazur görüle lütfen..

sevgiyle..
atalet..

Nightmarer dedi ki...

) türbe mi evim ki ziyaret edesiniz.. :))

Bizim bey de öyledir deyip sinirlerine tavan yaptirmayayim simdi:) ama okudugumda pehh iste bir kendinden emin kisi daha dedim..

özgüveni tam ve olduklari gibi davranan insanlar mi bu kadar rahat, duru ve yalin olabiliyorlar ki diye düsündüm yine okurken seni..

sanirim ben o dediklerimden degilim ne aci:( gelen rahat etsin diye 9 takla atmadigim kaliyordu..(senin deyisinle ekliyeyim) halbusi faydasi oluyormuydu :(

bilmem simdiden sonra nasil olur.. ben mi degisirim karsimda ki mi? sanmam degisecegini ya.. yedisinde neyse kirkinda odur derler ya artik kirki da astik :(

gülsen VAROL dedi ki...

bir de "muhterem karım" var!!! öyle bekir coşkun vari değil !! Resmen!! git... çek kafasındaki peşkiri yol saçı başı.... öyle muhterem yani!!!
De,... bu durum vaziyetlerinde:) ben de sana gelemem be güzel sedenim.. çünki ellemeden duramayacağım o totikler var ya, onlara dokunduktan 5 dakika sonra ambulans kapıda olmalı!! en iyisi köşedeki kafe!!

"halbusi...." kelimesini müdafaa edişin bir başka yazından da aklımda kalmış.. ancak senin tercihin olanın önüne "ki" eki eklendiğinde anlam kargaşası oluşuyor GİBİME galdi!!!

Yine su gibi okuduğum bir yazındı sevgili Seden.. Tam, tatlı bir su diye yazacaktım ki aklıma "şerbet" geldi.. neyse... tadını kaçırmayayım şimdi işin..

Sedencik dedi ki...

ATALET.....''şurasını şöyle yapsaydın''la başlayan hiçbirşeyi
uzun süre bende duymak istemiyorum...
hele ''benden alınanın bana satılması''başlıca hır çıkarma nedenlerimdendir:)
o yüzden bu duygunu bende anladım...
ama dostlar iyi gelir be ataletcim...
bunların hiçbirini yapmazlarki zaten...
kendilerini tanırcasına tanımışlardır onlar seni...
dur bir dakka ya yoksa arıza çıkarmıyım diye benimkiler bana mı öyle davranıyorlar :)
feriş ve korsi karakter olarak çok farklı olsa da
bazı olaylarda ortak davranış sergilemeleri benide şaşırtıyor...
müthiş bir etkileşim var aralarında...
yavru kedi için hmmm...
nasıl desem benimki biraz espri biraz duygu sömürüsüydü...
senin tüm canlılara o güzel ve sıcacık bakışını biliyorum zaten...
biraz çok olmuşum herhalde:)
ı ıh böyle anlatamadım dur ben sana bir mail atayım:)
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

NIGHTMARER.....yok yok özgüven ve olduğu gibi davranmaktan öte birşey...
kedidir kedi:)
şaka yapmıyorum ciddiyim...
zaten önce 'buyrun' dedim
ama
ardından ''kedilerinizi kapatırsınız'ın
geleceğini bilsem
ilk cümlem olurdu tabi 'türbe mi bizim ev' :)
aslında özgüvenin patlama yapmış hali ...
hayatında ilk defa gideceği bir evin kurallarını düzenleyende...
o kural koyarsa...
eh ben cevap vermişim çok mu:)
sevdiklerin için kıymet bilen için...
9 değil 99 taklada atsa yorulmaz insan...
ama kıymet bilmeyene atılan 3 adım ağır gelir bazen...
seçici mi olmak lazım acaba :)
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

HASRETSENFONİLERİ.....aman Allah korusun...
eski yazılardan hatırlarlar...
ben hayvanlara dair her yazımda zaten iki grubu tenzih ederim...
1.si fobikler
2.si sağlık nedenlerinden ötürü uzak duranlar alerji astım vs.
hele birde sizinki gibi...
sevdiği halde uzak durması gerekenler üzüyor beni...
benim derdim hoşlaşmayanlarla :)
birde iğrenen...
veya...
''ıyyyh çoook tiksinç''cilerle :)
işte bunlar her koşulda bana iyi gelmiyor...
ve
''ki'' ekinden bağımsız bir halbusiyi destekliyoruz:)
şaka tabi sadece ses uyumuna dikkat çektim...
sevgiyle...

Çağlar dedi ki...

düşündüm de, biz arkadaşlarla evlerde toplanınca aynı anlattığın gibi toplu uygulamalar yapıyoruz. bulaşıkmış, evde yeneceklerin tedariği, üretimiymiş falan.
ama burada senden okuyana kadar adını koyamamışım. güzel.

Sedencik dedi ki...

ÇAĞLAR.....sanırım en çok ...
farklı şehirlerde geçen öğrencilik/iş yaşamını
hayatın devamına yansıtanlardan çıkıyor bu tarz :)
sağlıcakla...

Nightmarer dedi ki...

Nerelerdesin ? tatile mi ciktin ki diye düsündüm ama dayanamadim sormadan ))

Sedencik dedi ki...

NIGHTMARER.....2 günlük kaçamağı saymazsak çıkmadım tatile...
ki ben saymıyorum:)
sevgiyle...