bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

taşın altı


soğukca bir hava...
çamurlu bir arazi...
sondajda bir türlü kayaça giremeyen iki tane avanak...
tam işimin ortasında biten bir akü...
arabaya bağlarken kablosu kopan diğer akü...

nasıl başlarsan öyle gider derler...
doğruymuş hakkaten...
işin başında yanımıza montajlanmış mahalleliden bir çokbilmiş yetmedi demekki ..
10 dakika sonra nuhuset karısıda geldi...
adam kazayağı yemiş gibi bir dakika susmuyor...
karşıdaki iki boş parselle yandaki 5 katlı binayı gösteriyor...
onları kaç paraya aldığını söylüyor...
9 çocuk 17 torunu olduğunu ...
karısının teyze kızı olduğunu...
eskiden böyle işler olmadığını...
zeminden çok iyi anladığını...
orda deprem olmayacanı...
olsada bişi olmayacanı...
yapılan işlerin boş olduğunu...
iki boş parsele seneye bina yapacağını...
ama zemin için para vermeyeceğini...
belediyede emmi oğlunun çalıştığını...falan falan...


neyse bitti iş...
karşıya geçmemiz lazım ,bir yer daha var...
neresi karşı...
istanbulda bulunduğunuz yerden suyun öte yanı karşı...
işte öyle bişi...
aletleri toplamaya başladık...
sondaj devam edecek... bir elemanı bıraktık başlarına...
birazda o cebelleşsin...
ıyk ıyyk ıyk sesleri geldi...

2-3 dakika aramanın sonunda ...
1 anne köpekle 5 tane melül melül bakan yavru buldum...
arabaya dönüp mama ve su aldım götürüp verdim...

az önceki mahallenin bokyedibaşısı koşa koşa geldi ...

__siz bunları veryonuz müyendiz hanımda...bu melmekette insanlar,çocuklar aç...
itleri doyurcanıza...onlara yemek neyin verseniz...

__onlarada sen ver ...bak iki tane boş parselin...birde 5 katlı binan var...topla bir kata onları ...yada boş parsele binayı onlar için yaptır...


haklı adam,zorlukla yapmış...
ben ve ben gibiler ,ağaçtan topladık parayı...
zengin olduk...
2 hayali ihracat,3 reklam filmi ki kafam bozulursa bunuda bilahare anlatırım...
öyle kazanıyoruz yani...
belayı veren Allah yanında eşantiyon olarak sabrınıda veriyor demekki...
bu tarz yaklaşım bazen arazideki bir boşboğazdan ,bazen komşu müsveddesinden...
bazende bir arkadaşının dızdısının dızdısından gelebiliyor...
keşke...
''sane ne lan hıyar...paramı napacağımı sana mı sorcam''
cevabını beklemeden...
düşünce sistemini düzgün kursaydı...

sokaktaki can'lara bir kap su birazcıkda yemek vermeyi unutmazdınız değil mi...

mesela...
1-hayvanlara bunları yapan, insanlara daha fazla yardım yapıyordur...
2-hayvanlarla ilgilenen muhtemelen doğayı bir bütün olarak düşünüyordur...insanada elbet yapar veya yapacaktır...
3-o insan ,bütün olarak düşündüğü doğanın hayvan kısmını ele almıştır...enerjisini oraya yoğunlaştırıyordur...bizlerde ağaçtı,insandı,bitkiydi,kaynaklardı bunlardan birini ele alalım...böylelikle bütünlük sağlanmış olur...
4-ayol ne fena ...orda insanlar dururken burda hayvanlara yemek vermekde neyin nesi...gitsin insanlara baksın...doktor yüzü görmedik çocuklar var...
5-yazık üşütmüştür kafayı...sadece hayvanlarla ilgilenen bir garip insanoğlu...bırak istediğini yapsın...
gibi...

empati kurmak isteyen insanın yolu yukardaki 5 maddenin 4.sü hariç hepsinden geçer...
o zaman ...
4.maddeyi şiar edinen hırtlara ithaf edeyim bundan sonrasını...

yeşil kartı kullanan sen....
su parası ödemeyen sen...
elektriği kaçak çeken sen...
boğaza nazır konduyu kaçak oturtan sen...
deniz manzarası eşliğinde gecelerimizi , kaburga dumanına boğan yine sen...
doğum kontrolü için devlet tarafından götürülen hizmetleri,balon olarak...
yada ağaçlara aşılamada sağlam oluyo diye birbirine ekliyip bağ olarak kullanan ...
olmadı paranoya sınırlarını zorlayıp ''soyumuzu kurutuyoooolar''
diye bağırarak elinin tersiyle iten sen...
sonra senin her gece 23 le 24 arası yaptığın ve dahi yapacağın çocuklarına,sana,dedene,ninene,karılarına,kumalarına bakacak olan benim gibi salaklar ...
öyle mi...
istenen bu yani ...
tufeyli tayfası...
beynindeki 3-5 tane gri hücreyi bile testesterona kaptırmış garabet ucubikler...
el kadar hayvanlara verilen lokmaları sayıp göz dikeceğinize...
hazırda birini bulduk salaktır belki 3-5 te biz yolumuzu buluruz ,nafakayı doğrulturuz diyeceğinize...

çalışın...
burası istanbul...
nasıl olsa doğal ürün adı altında evde boyayı basıp yaptığın salçayıda satsan...
alan salak bulunuyor...
nasıl ki patlayan kanalizasyonla suladığın kıvırcıkları,biberleri ,hıyarları ...
bahçe malı kendim yetiştirdim diye satıyorsunda....
alan salaklar var...sat işte...
para kazan...tebelleş olma milletin başına...


neymiş...
***insan olmak uzun bir süreçmiş...
***uyum sağlamak daha kısa bir süreçmiş...
***insanın doğasında uyum varmış...kutup ayısı kutupda yaşarken insan kısmısı her yerde yaşarmış...
***marifet ...elini taşın altına sokana ''biraz daha sok'' demek değil...
diğer taşın altına kendi elini sokmakmış...
***coğrafi bölgelerle ,kimliklerle,geldiğin /gittiğin yerle ilgili değil...
insan olmakla ve medeniyetle ilgili bir sorunmuş...


Sedencik-şubat-2006

No response to “taşın altı”