bu sitedeki yazılarımın....kopyalanması,çoğaltılması,yayınlanması 5846 ya göre yasaktır...

algı keyfi


gazetelerde dergilerde sürekli yayınlanır bu tip araştırmalar...
insanlar kaça ayrılır...
hani böyle anketler...
ille kategorize etmeye yönelik testler filan vardır...
kaç insan var yeryüzünde yaşayan...
6.786.948.117 kişi mi...
o zaman...
6.786.948.117 ye ayrılır insanlar...
hepsi bu...
işin en kapsamlı en doğruya yakın ve en tartışmaya açık sonucu bu...

ama ille ayıracam derseniz...
iyiler...
kötüler...
açılımına bakarsak...
iyilerin içindeki kötüler
kötülerin içindeki iyiler...
iyilerin kötü olabilme potansiyelleri ve oranları...
kötülerin iyi olabilme potansiyelleri ve olabilite oranları...
tüm bunların göreceli olma ...
iyinin aslında kötü ....kötününse iyi olma olasılığı...
algılayanın algısının yanlış olma olasılığı...
devam edeyim mi:)

akıllılar aptallar diyede ikiye ayrılır
zekayla karışmasın...
akıllının aklının yüksek zekadan...
aptalınınkininde düşük zekadan gelmediği bir ayrımdan bahsediyorum...
kurnazlar saflar
cahiller
eğitimliler
eğitimsizler
öğretimliler...

hazır başlamışken...
öğretimlileri de ayıralım kendi içlerinde...
eğitimli öğretimliler...
eğitimsiz öğretimliler...
arada öğretimsiz eğitimlilerde var tabi...
bunların içinde en tehlikelisi ...
hani şu günümüzde ne çekiyorsak onlardan çektiğimiz...
eğitimsiz öğretimliler...
cehaletin en koyusu üstelik en tehlikelisidir okumuş cehalet...
mesela dil tarihi bitirip tıbbi teşhis bile koyabilir bunlar...
yoksa nasıl açıklanır ki bir bakanın cırt diye çıkıp ...
kişinin sadece kendini ilgilendiren bir durumu hastalık olarak nitelemesi...
eli değmişken tedaviyide söyleyiverselerdi keşke...
ilaç?op.?terapi?
ssk bakıyo mu...
en bi yetkili ağızdan çıktığına göre bakıyordur herhalde...
neyse...
niye en tehlikelisi...
çünkü...
''okumuş insan vardır bir bildiği''
denilerek...
etkilenen insanlar olma olasılığı hatta riski her zaman vardır...
hani eskiden bir söz vardı...
''cehalet gider eşeklik baki kalır''
diye...
keşke öyle olsaydı...
cehalet gitseydide eşeklik kalsaydı...
sonuçta...
güzel ve duygulu hayvandır eşekler...

mesela...
şu aralar...
hangi gazeteye dergiye elimi atsam...
müthiş araştırmaların sonuçları yayınlanıyor...
efendim toplum olarak artık gülmüyormuşuz ...
asık suratlı insanlar olup çıkmışız...
sanki ...
çok şenşakrak bir söyleyip üç gülen tiplerdikde...
sonradan böyle olduk di mi...
pek bir değişiklik olmadı ...
sadece şahtık şahbaz olduk...
halbuki ne var surat asacak ...
ortalık gül gülistanken...

sokaktaki 'can'lara bir kap su birazcıkda yemek vermeyi unutmazsınız değil mi...

iki uç noktayı en başta elersek...
ki bunlardan biri ...
ölüyede diriyede gülenler grubudur...
bunların bir tek uyurken çeneleri kapanır...
hatta sabah sabah uyanıp bıcır bıcır konuşup gülenlerde bunlardan çıkar...
kapatma düğmeleri bile yoktur...

diğer grupta...
sokaktaki taşla,toprakla ,insanla
evdeki muslukla,lambayla dahi kavga eden...
kısacası kuyruğunu kovalayan gruptur...
örnek:bknz.büyükpatron
bu iki uç grubu devre dışında bırakınca toplumun genelindeki
gülenler ve gülmeyenler daha net çıkıyor...
sabah işe giderkende akşam yemeğe giderkende aynı yüz ifadesiyle ...
suratsız suratsız gezenler
yaygın ve çok tanıdık...
restaurantta kapıyı gören bir masaya oturun...
ve girenlere bakın...
''bu akşam şu lokantaya yemeğe gideceksin''
diye görev tebliğ edilmiş gibi girerler içeri...

bunların yanısıra aslında en ilginç olanı sürekli gülümseyenler...
yani şu ortamda suratını asanın değil gülümseyenin haber değeri var...
gülen değil gülümseyenler...
hani sürekli
''yahu ne kullanıyorsan banada söylesene'' dediklerimiz...
yüzde hafif bir şaşkınlık ve o şaşkınlıkla sürekli gülümseyen bir yüz...
heh işte bunlar kendi aralarında 2 ye ayrılıyor...
az bir zaman öncesine kadar bende botoks mucizesi diye düşünüyordum...
bir kısmı evet botoks yanetkisi...
de işte ...
botoksla uzaktan yakından ilgisi olmayan ama aynı ifadeyle...
az önce başka gezegenden gelmiş gibi...
__''ne güzel ne güzel ortalık günlük güneşlik
ooo çiçekler böcekler
amanınn güller bülbüller''
diye diye...
dolananda bir kesim var...

tabi şimdi algıda bir farklılık bozukluk filan varsa...
mesela...
şile,hekimbaşı çöplüğüne bakıp...
__''aman tanrım uzaktan bir dağ ve üstüne kar yağmış gibi duruyor...
çoook güzel çoook
bakın bakın martılarda yalnız bırakmamış bu dağı enfeeeesss bir görüntü''
diyorsa...
yapılacak bir şey yok...
bırakın kendi haline...
boşu boşuna
oranın başı dumanlı dağ olmadığını ...
bildiğin çöplük olduğunu...
bundan yıllar önce patladığını...
çok insanın canının yandığını
Allahın martısının hekimbaşına keyiften ,ortalık güzel gözüksün diye...
gezmeye gitmediğini...
denizde balık kalmadığı için aç kaldıklarını ...
ve açlıktan çöp karıştırıp yiyecek aradıklarını
filanda anlatmayın
dedim ya bırakın kendi haline...
ya da en iyisi ...
benim geçen gün yapamadığımı siz yapın...
çöplüğün yanından geçerken açın arabanın kapısını indirin...
seyretsin doya doya pamucuk pamucuk dağını,martısını...
algısının keyfini sürsün...

eğer...
algıda bozukluk yoksa...
ahhh...
hele birde ses öte dünyadan gelir kıvamda derinden , kısık ve çalışılmışsa...
her olayın spiritüel karşılığı saz ele alınıp tekdüze bir tonda ...
uzun uzun anlatılıyorsa...
ya ufo bekliyorlardır...
ya da...
astral seyahattelerdir...
onlarında bozmayın keyiflerini...

9 Responses to “algı keyfi”

Nightmarer dedi ki...

Nasil tesekkür edeyim sana.. anladin neden böyle dedigimi:)
yeni geldim eve, beni sinir edebilen bir kac insan sifatiyla kafam mesgûlken, geldim sayfanda bu yazi..
Rabbim gercekten cesit türlü insan yaratmis ve malesef agzi olan konusuyor.. okudugumda dedim buna cok parmak basilacak..ee ugrasmaya degmeyecek! o kadar önemli konu var ki napsin..
ben artik en sevdigim insan karakterini diyim mi sana izninle..yüregi temiz belki hic birsey bilmiyor gibi görünen ama aslinda yürekleri kocaman olanlar.. öyle ictenler.. öyle dogallar.. öylede tatlilar ki :))
acele yapilan yorum bu kadar olur deyip cikayim, yarina cok is var yine ) sevgiler sana kocamanindan...

Adsız dedi ki...

=) histrionik tipler.. onlar..
hayal dünyasındalar..
algıları tuhaf..
bi de manipülatif oluyolar.. yani seni çekip çevirip.. bi şekilde isteklerine ulaşmak için bu hayallerin etkisinden öfkeden korkudan faydalanıyolar..

Eğer hayallerine fazla tepki verilirse.. amaca uygun durum oluşuyor en iyisi huzurlu bi aldırmazlık içibde davranacaksın onlara..

yani evet sedenim ayrık otum..
gene iç güdüsüyle doğru tpkiyi vermiş..

eFEnim
bu aralar ilgi konum bu histiler..=)

öper ve kaçarım..
atalet..

gülsen VAROL dedi ki...

ayyy yazamıyacağım valla... yazdım sildim... ı-ıhh koskoca kadın ayıp cık cık... dedim.... Sonra bi daha yazdım... a-aaaa.. utanmadın mı bi de öğretmen olacaksın dedim.. yine sildim... üçüncüde kendime ne dediğimi bile yazamam!!!!
Yani seden...
yani ilahi seden...
aman be seden!!!!!!!!

Sedencik dedi ki...

NIGHTMARER.....anladımda sonradan yani az önce anladım :)
uğraşılmayacak gibi değilde gündem çok hızlı...
söylüyorlar işte...
her gün yeni ilavelerle...
yazımdaki 'öğretimsiz eğitimliler'
senin bahsettiğin insan tarifinin bir bölümü aslında...
çok sık olmamakla beraber bende karşılaştım...
yürek her zaman önemli bunu öğrenmiştim:)
bendende kocaman
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

ATALET.....dağdaki martıları hayranlıkla seyreden(ler)de var bir eğilim...
ve feci yoruyorlar...
aldırmamaktan öte uzak durulmalı:)
ama astral seyahatçilerle karıştırmayalım :)
histrionik kişilikler gel-geç tiplerdir bu alanda...
kalıcı olanlarda ise aslında yoktur...
o muhteşem içgüdünün artık insanoğlunda çalışması için arınmışlık gerekiyor...
tabiki tavsiye ediyorum sana herkese ...
kendim içinse keşke diyorum :)
umut işte...
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

HASRETSENFONİLERİ.....bende yorum cevabı yazmak için...
düşündüm...
düşündüm...
anlayamadım...
ne oldu?
yinede ne varsa sevgide vardır diyelim...
o zaman...
sevgiyle...

Hamiyet dedi ki...

Seden'cim, insanların devrelerini yaktılar. Sonuç olarakta insanoğlu ya güler oldu şaşkın ördekler gibi, ya ağlar oldu çağlayan nehirler gibi...

Güzel bir hafta sonu geçirmeni ve dengesiz olan her şeyin senden uzak kalmasını diliyorum.
Sevgiler canımcım...

Sedencik dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Sedencik dedi ki...

HAMİYET.....aa bu çok güzeldi...
sevdim bu lafı...
devrelerin yanması :))
doğru söze ne denir...
umarım hepimizden uzak olur dengesizlikler canımcım...
sevgiyle...